Kızılkaş’tan baktım Hasanoğlan’a
Ovada tatlı bir bahar var gibi.
Vakit gelsin güneş çöker öğlene
Şimdilik Arkaç’ta seher var gibi.
Dallar meyve vermiş, açmış kucağı,
Gevenler bürümüş köşe bucağı,
İnce ince tütmüş kireç ocağı,
Sanki Çal yerinde buhar var gibi.
Köye doğru döndüm, kim gelip geçmiş?
Kim harman kaldırmış, kim ekin biçmiş?
Nice Koçyiğitler suyundan içmiş;
Meydanda eski bir pınar var gibi.
Doyumu olmuyor izlemelerin,
İç çekip, geçmişi özlemelerin.
Kokusu geliyor gözlemelerin;
Köy kadınlarında hüner var gibi.
Kaybağın Dölekte üzüm kalmamış;
Kök gitmiş, bakmaya lüzum kalmamış.
Kavaklar kurumuş, çözüm kalmamış,
Uzaklarda birkaç çınar var gibi.
Çınardan ziyâde meşe bulunur,
Mişelce’de bitti, adı bilinir.
Avdan’dan kulağa sesler çalınır;
Eşkoğunda biçerdöver var gibi.
Koçcağız, Beş Kavak; bilen biliyor.
Kaz bahçesi suskun, Asar gülüyor.
Çan sesleri çok derinden geliyor;
Tokloğun yaylada davar var gibi.
Tek Söğüt altında biraz oturdum,
Salöğön dibinde dutu yitirdim,
Burnaz’a çıkınca yolu bitirdim,
Sanki beni baştan savar var gibi.
Hikmetî’yim gitsem, geri gelinmez.
Çok bağ, bayır, yayla; yeri bilinmez.
Unutulmaz kolay kolay silinmez;
Daha nice köşe, kenar var gibi.
Kayıt Tarihi : 29.4.2019 21:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!