sana o kadar inandım ki
içimdeki kelebekler dizginsiz
coşkuyu yazmaya alışık değilim
kuş ölüleri içinde bir anka dirilttiğim
sarıyor kanatlarıyla beni
hep kirli bulutlar
doldu gözlerim
korkuyorum
hasretlerle öleceğim
bir göçebenin yurdu olmaz
seni düşünmelerim
tuzlu su içmek oluyor
susuyorum...
susuyorum,sus oluyorum
seni düşünmelerim
bu aidiyetsizlik yarım bırakıp bütün hayalleri
yarı adamlığımı örseliyor
tam korkaklarla ipleri koparıp
girilmemiş savaşlara döndürüyor beni
metalin merhametsizliğine
(merhamet dilenen bir isyancı
ile
yatağından rahatsız bir nehir
bir değil)
ayinler yapan bir tanrı-
satıldım ilahlara
şükran borçları karşılığında
cennetlerinde
en şatavatlı kuşu vurdum
tanrıdan intikam alırcasına
'gelir günler gelir'
yaşlı kelebekler güneşi sunar bana
doruklardan al kanatlı
gökkuşağıları birikir yüreğime
titrek bir el saçlarımı okşar
tarihe kaydolmuş acılar
rehberidir insanın
ne avazı duyulur gönlün
ne çektiği ızdıraplar
sessiz bir direnişe şahit olur
yek yek bütün organlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!