Doğdu
Büyüdü
En sonunda
Dünya bir penceredir ya bu şahısta bakıp gidecek
Hasretin bir hançerdi yüreğimde, ama kan değil,
Aşk aktı damar damar,peşinden koştum bir ömür sürecek melal.
Ne diller döktüm,her biri bir gül oldu senin bahçende solar,
Duymadın mı kokusunu?Anlamadın mı, anlamadın mı?
Yıldızların söndüğü yerde tuttum ellerini;
Hasretin sokaklarında, bir akşamüstü yangınıdır yüreğim.
Şehrin demir tepelerinden süzülen bir kor gibi
düştü dilime adın.Sen gurbettesin.
Belki de hiç gelmedin bu şehre,
sadece bir radyodan sızan eski bir şarkının
çatlak bir sesiyim ben,seni söyleyen.
Yokluğunla uyanıyorum,
bu bile alışkanlık oldu.
İçimde beliriyorsun bazen,
bu daha da beter oldu.
Gözlerin yok,
İçimi çekti o bakışının gülüşü,
Yaktın, kavurdun, bıraktın içimde külü.
Dağlar dikildi yoluma sıralı dikenli,
Aşmaya gücüm yetmez Cibali.
Bir savrulmuşum, esen yele karşı,
Baktım gözlerine;
Gülen bir çocuğu anımsattı.
Ben bu masumluğa âşık oldum,
Sanki hiç yaşanmamış bir çocukluktu
Belki kendime yakın hissettim.
Daralmış kalbimin nefesleri,
Sığmaz oldu bu daracık evrene
Bir avuç toprağım, kırık hevesleri,
Kim eyledi seni böyle virane?
Yandı yürek, çöl oldu avuçlarım,
Gezer oldum, gezer oldum, Mecnun’dan beter oldum,
Sensizlik bir ok gibi saplandı gönüle,
Çıkarmaya çalıştıkça sızlatıyor her sefer,
Sen unut beni, ey yâr, belki çoktan unuttun
Ama benden bekleme
Nefes almak için camı değil,
O resmi açıyorum.
Çocukluğun o eski karesinde,
Kendi kendime konuşurken,
Deli oluyorum belki de...
Deliriyorum.
Söz dediğin hançer benim boğazımda,
Sen ki o hançerin üstünde paslı adı.
Unutmak mı?Unutmak bir ihanetse eğer,
ben hain değilim,celladım hatıraların.
Sığmadım, sığdıramadım seni bu dünyaya,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!