HASAN ÖĞRETMEN
Gerçek yaşam öyküsü
Hasan köylümüz aynı zamanda akrabamızdı
İnce yapılı kıvırcık saçlı karayağız bir geçti
Köyümüzde o dönemlerde ortaokul lise okuyan tek kişiydi sanırım ya da ben öyle biliyordum
Pazar günleri köye gelir kalırdı bazen bize de uğrardı
Giyimi davranışları farklıydı bu yüzden ona hayranlık duyuyordum
Özellikle düzgün Türkçe konuşması saygılı davranması sevecen olması beni çok etkilemisti
Adeta örnek almıştım hasan abimi ama bunları yapmam pek kolay değildi
Çünkü bu davranışları köyde sergilemek dışlanmak demekti ayrıca yedi veya sekiz yaşlarındatdım yanılmıyorsam
Köye ilk futbol topunu getirende oydu o zamanlar futbol topuna meşinli top derdik
Bize nasıl oynanacağını hasan öğretti ama biz yinede bildiğimiz gibi oynardık
O top öğlesine darbelendi ki içi yama tutmaz oldu sonunda içine çaput doldurarak ayakta tutumaya çalıştık
Tabiî ki formamız falan yoktu günlük elbiselerimizle kavga dövüş oynardık
Hasan da hakemlik yapardı bazen kızar bazanda gülmekten yerlere yatardı
Her kes gibi hasanda yoksul bir ailenin çocuğuydu
Ama okumuşluğun verdiği bilgiyle hemen fark edilen biri olmuştu saygılı sevecenliğiylede sevgiyi hak eden birisiydi
Sarıkamışta dayımla halamlar oturuyordu
Ben bazen halamlara ya da dayımlara giderdim
Aylardan kıştı ve her taraf buzdu
Yine sarıkamışa halamlara gitmiştim epey kaldım bir sabah köye gitmek için dolmuş durağına geldim
Dolmuşu beklerken birde baktımki yanıbaşımda hasan abi çok şaşırdım onun sarıkamışta okuduğunu bilmiyordum
Çok sevindim sanki kendi kardeşimi abimi görmüş gibiydim
Meyerse tam dolmuş durağında oturuyormuş beni pencereden görünce çıkmış israrla eve gel bir çay iç dedi
Ön ce kabul etmedim israr edincede
Hasanın giyimi davranışları karşısında utana sıkıla kaldığı eve gittim
İçeri gittiğimde hasanın yalnız olmadığını gördüm bir oda arkadaşı vardı
Onlarda kahvaltı etmek üzereymişler çayda hazırdı
Hasan abi hemen bana bir bardak çay koydu masanın üzerine bir tabakta lor getirdi bana israrla gel kahvaltı edelim diyordu ben halamlarda yedim dememe rağmen hasan ilada bir lokma alacaksın diye israr etti bende sen ye ben alrırm dedim
Arkadaşı da bu arada masanın öbür tarafında hazırlık yapıyordu karşı karşıya oturmuşlardı arkadaşı kendi yiyeceklerini çıkardı kavurma çeçil peyniri tereyağı bal yiyordu hasanınsa sadece loru vardı
Oda bana sende ye dedi ama yemek ne demek yüreğime öyle bir acı çöktü ki kulaklarım çınlamaya başladı hasanın lorundan bir iki lokma aldım ama ekmek mi beni yedi benmi ekmeği yedim bilemiyorum
Hasanın oda arkadaşının tüm israrına rağmen onun yemeginden almadım müthiş kızmıştım belki de üzüntümden di yaptıklarım
Bu manzara karşısında hasanın mahcup bakışları yüregime kurşun gibi saplanmıştı
Bu kurşun hiç yüreğimden çıkmadı bir daha
Karşımda yoksulluğun resmi duruyordu ayrıca paylaşmanın olmaması beni çok etkilemişti hasanın oda arkadaşı hasandan öğrediğin kadarıyla ağa çocuğuymuş
Yemek bittikten sonra ben kalktım gideceğimi soyledim hasan beni dolmuşa bindirdi köye geldim ama bu gördüğüm manzara ömür boyu beni yaralayan bir olay olarak hafızamda kaldı
Yıllar sonra hasan izmire bize geldi saçları kırlaşmıştı yanında eşi (3) te çocuğu vardı öğretmen olmuş bir okulda müdürdü eşi de öğretmendi onu böyle başarılı görmek beni gururlandırdı ama onu sarıkamışta gördüğüm zaman ki acım hiçbir zaman dinmedi o anı hatırladıkça hep yüreğim sızlar
Böylesi zorlukları göyüslüyerek başarılı olmak kolaydeğil hasan zoru başaran şahsiyetlerden biriydi bir kez daha onu örnek aldım kendime
Hasan öğretmen öncelikle bu başarın önünde ve senin sahsında tüm öğretmenlerin önünde saygıla eğiliyor saygılarımı arz ediyorum
Umarım günümüz gençleri senin bu başarını örnek alırlar
Tamamen yaşanmış gerçek bir olaydır
17,1, 2009 cebbar korkmaz
Kayıt Tarihi : 21.1.2009 19:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Recep Uslu
TEBRİKLER
Saygı ve sevgilerimle...
TÜM YORUMLAR (3)