Şehir meydanlarına
Kurtuluş günlerinde dikilmiş
Tunç heykeller gibi
.
Filistin şalına sarılarak gömülür,
Hiçten sebeple vurulan babalar
Sabrı, hüzünle toprağa beler,
Gül büyütür, kan gölünde analar
Bir kilim doku bana ley
İlmek ilmek yüreğin olsun
Motif motif gözlerin
Desen desen tutkuların
Buram buram İstanbul
Elvan elvan Anadolu koksun
İçimdeki mermere işledim seni
Eğilirken güneş kızıl saçalarına
Gözlerin donuktu
Tutkuları emziren turuncu gecelerde
Ağladın mı salviya?
Sözlerin tutuktu
Ben bilirim
Hangi mevsimde
Hangi çiçek açar
Kıraç yamaçlarda
Onu ben bilirim
Kar garibanın parkasına düşer
Kimin umurunda ulan
Gariban kara düşer
Kimin umurunda ulan
Ne ekmeği var yemeye
Minyatür yüz
Minyatür yüzlü
Bir kız geçti
Yağmurun kirden arındırdığı
O eski sokaktan
Konacak dalı yoksa
Kuş neylesin yuvayı
Akacak arkı yoksa
Su neylesin sılayı
Sen yoksan
Sevgin yoksa
Aydın iki hece üstadım lafta
Sağcı ile solcu aynı safta
Bir de Müslüman gerici, boynunda yafta
Halimizi düşünüp yanma üstadım
Kavuşmak mı? kim bilir daha uyanmadım
Hayat... bir uzun yol.. mayın döşeli
Akşam olur
Söğüt dalarına kuşlar konar
Üşür yaprakların avuc*unda
Minik seçeler
Yanaklarımızda hüznün
Mavasi donar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!