Sayki çocuktular,
İstanbul anneleri.
Kim bırakmıştı onları?
Sultanahmette,
kızgın güneşin altına.
Düşman çatlatırcasına seni seviyorum.
Seni umutsuz,
seni yarınsız seviyorum.
Umurumda değil,
hiçbir kitabın kapak basımı.
Seni; annemin senden nefret edeceği kadar
Kalbimin,
titrek atışıyla,
müzik yaptım adına.
Susuz kaldı çiçeğim.
Şimdi.
Sevdalanmak
Şimdi ben;
Kirletmemek için seni,
paspasa siliyorum kalbimi.
Şimdi ben;
Asitleşmiş yaralarımın,
Gece tanımaz,
bedenimi artık.
Işıklar ağırlaşır.
Yastığımda;
‘Rüyalarımda öldürdüğüm kadınların saçları’
dolu.
Yağmur yağıyordu,
Haziranda.
Masamın başında tektim
Ürkmüştüm.
Ellerimde, annemden kalma.
Çamaşır suyu kokusu.
Aşıktım,
gönlüm gölkıyısı manzaralarda tutsak.
Dudaklarım dudağına kenetli.
Islatmış gene dizkapaklarımı
baldırındaki ter.
Ne yağmur, ne çamur ne de soğuktu
Bir yıldırımın,
düştüğü dağdı.
Durdu;
Sırtından vurdular.
Onu orada,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!