(I)
Sus! Bak yağmur yağıyor dışarıda,
hiçbirşey eskisi gibi değil
gözlerin es ki hayranlığı yok artık
sessizleşiyor dünya güngeçtikçe
dört mevsim suda kar tanesi gibi
eriyip tükenmek bilmez bir şeydir
(seni) sevmek
uzaktan kokunu çok yakındaymışsın gibi
nüfuz etmek gibi bir şeydir
(seni) sevmek
beklerim seni bebeğin emziği beklediği bir açlık ve özlemle elbet
taki düşen yağmurlar ayaklarını ıslayana kadar
sigaramın dumanı bitene kadar yada
dumanın içimi karartana kadar yada
gün batımı sevdalarda yazdım seni sayfalara,
ah yarası feryatlarda yaktım seni ağıtlara,
olmadık yerlerde isyana saydımseni,
adını bulutlara yazmakla.
bırak saçların kaşların dökülsün
bırak bırak bu kanser
içini kemirsin
nede olsa sonu belli
türlü türlü acılar var
açlığa başımızı bağlar
sevmekse seni sevmek
olmaksa senle olmak var aklimda hep
unuttuklarım bir yana sen başkasın
akşam kapanan gözkapaklarımın arasında
sabah ayyaşsada aklımda ayıksada
sevmekse seni sevmek değilmi
sadece unutulasi bir rüya gebesi olmak batan günesin üzerimizde parladiktan sonra,
sadece karanlik bir yanlizlik ayrildiktan sonra gökden yildizlar
ufak bir fikir ayriligi sicagi soguga terk etemek bir müddet sonra bitecek,
ömür dediginde o kadar anlasilmaz degilmi kadim dostum Ömür,
farksiz bir utanç ibaresi yanaklarindan isildayan al anlindan su boncuklari,
tekrari olmayan biir ders bu hayat denilen adina kimsenin bir baskasinin kini umursamadigi,
nerdesin be babam
tarlada turpanım
sofrada tuzum
dağda çoban yıldızım
nerdesin be paşam.
görmezdi gözlerim aç akşamlar üzeri
bilmezdi, taş nasıl çatlar nasıl parçalanır
soğuk da kırar sıcak da kaya kadar sert yüreğimi
her zaman derdimya ben
övünürdümya meğersem,
övünecek kadar sert birşey yokmuş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!