en çok zamandan korkuyorum dedi kadın…
adam, bense kelebekten…
yalanla gitti kadın…
adam denizin sektirdiği taşları toplamaya koyuldu…
yedi kelebek sonra döndü kadın
Ki belki
zifirin safrasıdır bu dil
bütün iplerini kırıp şu zıkkımın
bütün örklerini, bukağılarını kırıp
salıvermek kendini…
Alıp başımı gövdemden;
Dağların başıyla baş başa muhabbete..
Gecesi geç olurmuş, olsun…
ay doğarken yangın ihbar hattını...,
katıp harama helali yağmurdan,
bi kere daha şaşırmayı,
Öte git İstanbul öte,
parlağına kanmam,
bu yakanı da çek al yakamdan...
Olsan da Gülistan, Güzelistan, Zoristan,
bilirim uzak senden Yaşamistan,
dağ deldiren Aşkistan...
Ülkemdi
yanmış ormandı gözlerin
karardıkca içime devrilirdim…
- baktıkca sırlanan aynamdı…sendin …
Sanırım yağmur geldi
Şimdi kalkıp kim ıslanacak...
Boşver...
biraz daha bassın kulağımızın ziline
yukardan bir el
alır nasılsa göğün gönlünü...
Nasıl unutamadıysan ilk öğretmenini
Onlar da unutamayacak ilk öğretmenini...
Öğretmensin işte…
Girdin mi bahçeye; öğretmeniiiiim….
kucak dolusu kelebek…
ne diyeceksin başka; canım benim.
Haberin var mı kentli yarim
bir dağ tepesinde temmuzda
harman yeri yüreğimde
başak başak umutlarla
döven sürdüm ağır ağır
sevdalı bir çift göz ile
Cümle uzun
Olsa kısa
Üstümde bi de manyak
İsteyenin olsun akıl…
Ha çadır olmuş ha bi ateş
Bu ölü hepimizin
Güzeldeki çirkini
Çirkindeki güzeli gör
Mangallaşır yüreğin...
Mangal köz ister yürek sevi.
Neylicen şimdi
Bir yanın orman
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!