İçimde çalkalanır tarifsiz bir velvele
Cevaplar hep soruların içinde
Bildiği halde söylemeyen çocuk
Ağlar salya sümük kuytu köşelerde
Kırdığı camlar,kızlara tuttuğu aynalar
Anlatırlar Andersen’den bir masalda
Yine bir gün batımı ufuklarda
Büyükdere’de hiç söylenmemiş
Şarkılar söyler beyaz bir sandalda...
Efsunlu sesine bir bir takılan tekneler
Gitme henüz erken derken ömrün yazına
Kavuşmayı umarken başka bir bahara
Yaşanamayanların ıssız burukluğunda
Ümittir gönlümüzden her geçen eylül
Nihayet bulmadan ömrümüzün baharı
Hayaller vardır ki engin ufuklar aşar
Gönlün gördüğüne akıl bile şaşar
Yürekle bakıp görebilmek başka
Gönlü bakmayınca, insan niye yaşar
Dünyada maksuda eremesek de
Yanan gemiler gelir bazen aklıma
Issızlığının ortasında denizin
Tarifi yoktur bu çaresizliğin
Yanmak dermanının yanıbaşında...
LÂL
Güzel olan bir tek sensin
Şiirlerim güzelliğinin yansıması
Aynaya bakmak istersen
Gözlerimdir gözlerinin aynası
LE=GO
Hayat da bir oyun değil miydi ?
Mutlu olmak için oynanan...
Kimi bütüne uzanan
Bazende parçalanan
Güzellikleri anlatılan
Erguvan seyirdeyken açmadan çok önce
Badem çiçeğinin aldanışından hemen sonra
İlkyazın müjdecisi rüzgar eser,bir seherden hemen önce
Toprak kıpırdanır arılar kovanda vızıldaşır kendince
Ne badem gibi aldanacak kadar evecen
Gün gelir yaşam biter, yaşananlarda
Geriye ebedi aşklar kalır, hatıralarda
Leyla Mecnun, Aslı Kerem, Şirin Ferhat gibi
Şiiri,romanı,destanı yazılır kiminin
Unutulmuştur isimleriyse kiminin
Bilenler anlatır onlar yaşar hafızalarda
Yirmi yıl var ki hiç görüşmedik
Cumartesi akşamüstü yedide
İstinye’de sözleştik
Buluşmalara hep erken giderim
Emirgan’da indim otobüsten beşte
Koruda biraz gezindim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!