Hasan Dağın Çoban Kuzu Koyunu

Günle doğar çoban deynekle sopa
Elleri çay dolu sıcak bir kupa
Yağlıkta sarılı peynirli börek
Yürür gider dağa gidip görelim

Soğukta ayazda yanmıştır tenler
Üst baş ayak otlu çamur dikeni
Ayaklarında yün çorap meskeni
Yürür gider dağa gidip görelim

Koyun  kuzu yolda  yürür melerler
Karların altında buzu ezerler
İki taş arası ocak, odun derlerler
Yürür gider dağa gidip görelim

Kara Çaydanlıkta demli dumanlı
Taşlı tozlu karlı yollar amanlı
Pilli bir radyodan umut yamanlı
Yürür gider dağa gidip görelim

Yeni doğmuş kuzu ağlar meleşir
Sevgili sevdalı hasret körleşir
Urbası yamalı mintan kirleşir
Yürür gider dağa gidip görelim

Koyunun boynunda çanlar çalıyor
Dağımın ününü Malaklı alıyor
Suları ritmiyle vadiye akıyor
Yürür gider dağa gidip görelim

Yediğimiz her gün peynir sıkması
Akıyor sularla yün yıkaması
Kaderin cilvesi gün aşılması
Yürür gider dağa gidip görelim

Baharda yeşildir dağda bayırda
Koyunlar kekikler keven çayırda
Kepenek sırtında taşda uyurda
Yürür gider dağa gidip görelim

Yamalı pantulu  bitmez yarası
Etrafında çilek üzüm serası
Norada taşlıdır dağlık antik merası
Yürür gider dağa gidip görelim

Koçların tosuda koçu devirir
Koyun kokusuyla kurdu çağırır
Çobanlar kurda can havli bağırır
Yürür gider dağa gidip görelim

Koyunlar seslenir çoban bağırır
Neşetli türküler kuzu çağırır
Analar kapıda yünü eğirir
Yürür gider dağa gidip görelim

Helvadere akşam sisi ovaya
Ezanlarla millet başlar duaya
Bidonlarla taşır suyu kovaya
Yürür gider dağa gidip görelim

Hasan Dağ çobanı  gece akşamı
Yemeğinin ardında şenlenir damı
Fark etmez  çobana keleğin hamı
Yürür gider dağa gidip görelim

Afgan çoban geldi  sürü gütmeye
Davar gelir köye süt verip yatmaya
Sütten tereyağı peynir yapmaya
Şiirhan dağında gidip görelim.