Silleydi, şu çiy taneleri
Irmakları sindirilemeyen süttendi
Kalp koğuşları dolmamıştı, ziyaretçilerle.
Görünürde ne bir kapı vardı,
Ne de bir kelepçe.
Anahtarsız açılırdı her oda
Kadife dokunuşlar, telvede
Çile sızdıran parmaklarım
Kalemin cirit attığı her yerde.
Kök salan ızdırap meyveleri
Nedenini bilmeden ağladığım
Vicdan süzülmeleri.
Her sabah
Güneşten de sabahçı
Bir bulut üstünde
Uyanmak saflığıyla
Ve o kadar
Yüksekten gerçek
Çıldırırcasına...
Okyanusa tırmanırcasına,
Dağa yüzercesine,
O-suna bu-suna
Kalakaldım
Aşk oldum meşk oldum
Hararet dolu dizgin
Bezgin bir kabus
Sözsüz,ıssız, sazsız
Durağan nabız
El gibi anlamsız
Telve,mat tatsız
Sıçrayış
Kahve acı
Sancı,sincap tacı
Fakir altında halı
Üstünde halı
İncecik çizgiler çiziliyor
Bembeyaz kağtlara
İnsan suratlarına
Kadavra parçalarına
İncecik çizgiler çiziliyor
Dün plastik bir elma yedim
Camdan bir ağaca tırmandım
Bir de demirden böceğe bastım dün
Canım sıkkındı işte
Biraz oyalandım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!