sabahın erken bir saatinde, soğuk bir kış günü, aylardan aralık iken çekmece Antakya'da taa bin dokuzyüz yetmiş yılında dünyaya geldi. bin dokuzyüzdoksan üç yılında 'ekonomist' ünvanıyla taltif edildi. halen bir özel sanayi kuruluşunda ekonomi adına işler yapıyor, şiir yazmayı öğrenmeğe çalışıyor. daha çok çalışması gerektiğini biliyor.
Bir öykü anlat bana baba
yastıktaki kelebek olsun
tüm renkleri kanatlarında barındıran kelebek ile
yastığında uyuduğu genç kızın öyküsünü
ömrünün yarısını uçarak geçirdiği günün yorgunluğu ile
yastığına konup uykuya daldığı genç kızın bencilliğini anlat
zaman olur ki, yaşanmışlıklar dizilir önünüzde
ne hesap sormaktır istedikleri ne de acı çekmenizi sağlamak
size geçmişinizde yolucuk yaptırmaktır istedikleri
sadece sizi size hatırlatmak için
yaşamın savurduğu sizi, size çırıllçıplak göstermek için.
zaman içinde,
geldim geleli şu güzel dünyaya
kuşlar kadar özgür olmak istedim hep
hala anlayabilmiş değilim nedenini.
bazan da kelebekler gibi olmak isterim
gamsız kelebekler,
kısacık ömürlerini
Adım Ada benim
hani denizin içindeki kara parçası gibi
gözlerim kahve renginde, saçlarım siyah
sakız çiğnemeği sever
hele çikolataya bayılırım, her biriniz gibi
ama illa ki,
Bir tarlada açtım gözlerimi,
annemin yüzü ile eş zamanlı tanıdım bamyayı
kanaryanın sesi yankılanırken uçsuz bucaksız ovada
annemin sevinç gözyaşları içinde, acısının çığlıklarıydı ilk duyduklarım
karıncalar benim kardeşimdi, ilk selamlayanlardandı beni
vızıltıları ise kara sineklerinin
Sevcihanı tanımazsınız
belki hiç sevmediniz siz
ne sevcihanı ne cihanı
ama onlar hep gülen yüzleriyle yanıbaşınızda
sımsıkı sarılmış bir bez parçasına
aklına geleni yemekle meşgül
'evvel zaman içinde'
diye başlayarak söze
öyküler anlatılırdı biz çocuklara
anlatıcılar sıkılsa da hep ısrarla tekrar isterdik,
kimimiz güler eğlenir, kimimiz düşünür
kimimiz hülyalara dalar,
kimine göre yılanlı ve karanlık
kimi der ki; perişan veya dağınık
kimi ise harap ve karışık
lakin tümü birleşirler ki eskimiş...
işte bugün hepsi birleşmiş bende
tarumar us, gönül tarumar.
saçların ormanda yitip gitmiş
ayakların benimkilere dokunuyor,
uykuda geceden daha büyüksün.
ne kadar çokuz biz
bu kadar küçük olanlar
dışarıda bir taksi geçiyor
eskimeyen ne vardır insanın eli değen bir düşün,
arkadaş, dost, kitap, en sevdiğin elbiselerin, muzlu süt
çikolata,
'yanağından gayri her şeyi paylaştığımız' yar mı?
umarsız geçen koca bir ömrün yarısı geçmiş olsa da çoktan
bir sevda düşer yadına senin de
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!