Bir köpeğimiz vardı, adı Karabaş,
Hem evimizin bekçisi hem bize arkadaş.
Birlikte oyunlar oynardık,zıplardık,
Bir gün duvara bile tırmandık.
Okul dönüşü kapıda karşılardı,
Düşer erken saatte yola,
Gölge gibi süzülür garibim.
Akşama dek vermeden mola,
Nice yük altında ezilir garibim.
Ameledir bazen inşaat katında,
Sizinle şendi her ocak,
Koşup zıplardınız köşe bucak,
Küçücük kalbiniz vardı,
Ateş kadar sıcak.
Ne kadar güzeldi dilekleriniz,
Önünde sürü sürü koyunların,
Yemyeşil kırlar mekanın,
Sana imreniyorum çok zaman,
Özgürlük kokuyor her yanın.
Ayaklarında erimiş nice dağlar,
Koyun güler kasaba inat,
Umurun damı sanki ölmek.
Zordur onun için hayat,
Akıl karı mı yoksa ölüme gülmek.
Kasap şaşkın koyuna bakar,
Yüzün kırışmış,saçın beyaz,
Mevsimin hazan olmuş.
Gördüğün bu son yaz,
Yaşamına son noktayı koymuş.
Çok aramışsın baharı,
Karşı dağı ince duman bürümüş,
Sevdiğim sen bu yerden gittin diye,
Gül bahçesinin gülleri kurumuş,
Sevdiğim sen bu yerden gittin diye.
Koyunlar, kuzular ağıla dolmuş,
Ey nefs-i pür heves,
Sana lazımsa bir kafes,
İşte oruç en ideal yem,
Budur sana vurulacak en güzel gem.
Ömrünü etme heder,
Boşuna çekme keder,
Deme bana bu kader,
Her şey elinde arkadaş.
Karlar erir dereler bulanır,
Açar çiçekler kırlar uyanır,
Her yer yeşile boyanır,
Ne güzeldir ilkbahar.
Meyveler bürünür beyaza,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!