Hasanın güzel bir kasabası
bir de kendi
bir babası
üç ablası
annesi de vardı
baba tüccardı
İstanbula mal almaya giderdi
küçük şirin tuhafiye dükkânına
a dan z ye herbişey olduğu gibi
top top patiskalar
kızlara çeyiz için
kanaviçeler
basmalar
pazenler de satardı
Hasanı babası bir gittiğinde İstanbula
-gel dedi Hasana hadi seni de götüreyim
Hasan gitti
Hasan deniz gördü
çok mutluydu
döndüğünde kasabasına
artık yatıp kalkıp deniz sayıklıyordu
rüyalarında
düşlerinde
oyunlarında hep deniz
ilk defa
kâğıttan kayık yaptı
sonra el becerisi geliştikçe tahtadan bir sandal
yelkenli bile yaptı
Hasanın düşü oldum ben de
kasabasına bir küçük deniz
zaman zaman dalgalanır
sarhoş deniz olur yalpalardım
vurup kıyıya
gözyaşlarım köpük olurdu
ak
buluşur kumlarla
yıkardım taşları
Hasan denize taş sektirsin diyerekten
Hasan şimdi denizci
uzak denizlere seferleri var
üstelik makina mühendisi
herbişeyden anlar
bahriyeli Hasana beyazlar çok yakıştı
beni sorarsanız
denizin dibinde çürümeye yüz tutmuş
paslı
batık bir gemiyim
Hasan bilse
gelir beni bulur
tamir eder kırık kalbimi
Hasan bilmiyor
16/Temmuz/2012/Pazartesi/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 16.7.2012 16:05:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yüksel Nimet Apel](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/07/16/hasan-bilmiyor.jpg)
begeniyle okudum
TÜM YORUMLAR (1)