Uçsuz bucaksız yeşil çayırların
Sonbaharını görenlerin
Gözlerindeki bana neyi
Gördüm.
Güneşe gölge olan karabulutların
Getirdiği tufanı bilenlerin
Yüreğim zemheriyi yaşarken
Umutlarımı düşürdüğüm sokaklarda
Pusulasız yalpalayan voltalarımla yarenleşirken
Bir sen vardın arayışlarımın kılavuzu
Bahanelerimin sırtında uzaklaşırken hayattan
Hatalarımın yargısız infazları
Ellerimizden tutan dedelerimiz vardı
Sevgilerini contası bozuk çeşmeler gibi
Yüreğimize damlatan
Tüm uzaklaşmalara rağmen
Amcalarımız dayılarımız halalarımız teyzelerimiz
İlk defa
İlk defa kıskandım seni,
İlk defa korktum,
Ürktüm,
Hüzün yasak,
Mutluluk kaderin,
DİK DUR..
Kendini akvaryumda balık,
Saksıda ağaç,
Kafeste kartal hissettiğinde
Dik dur…
Kendini dalsız yaprak,
Ben, güzel ve özelim
Yedi katsa arz, yedi tepeyim.
Tanrı yaratırken Arşı
Son dokunuş altın boynuz, Halicim.
Kız kulesinden,
Sağda Adem
Yasak düşünceler,
Karanlığın melteminde
Düşlere dokunurken,
Gecenin en koyusu
Kurmuş pusuyu
Yüreğime.
Tuzla tersanesi umut, ekmek kapısı
Ve pusuda bekleyen yürekler
Silah için arkadaşının şehit düşmesine dua eden asker
Emekçiler....
Emekçilerimiz,
Yaşamak için bedeninden başka kiralayacak
Yüklü yağmur bulutuydun.
Gemini azıya almış
Mutlu çocuk edasında,
Özgürlük dağıtacaktım sırtından.
Düştüm Cann, Cann düştüm
Doğuranım, babama kırıktı
Babam da kafa kırıktı
Su aradığım testi kırıktı
İlk beslediğim kuş kırıktı
İlk kokladığım çiçek kırıktı
İlk yediğim meyve kırıktı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!