Bir özlem Di sadece
İstanbul rüyası
Boğaz külrüsünğ izlerken tıkanır
Tıkanmış sancılarım
Belki bir gün Ümraniye nin kasvetli
Birgün bağdat caddesi hovardalığı
Yıllarca aldatan bir yalandan uyanır gibi
Uyandığın bir sabahta
Her yeri kaplamış bembeyaz kar
Birbirinden farklı kristallerin mücadelesinde
Yığılmış balık istifi insan gibi
Şehirden kaçmak
yalnız kendinle
Ormanın uğultusunda
Cırcır böceklerinin sesinde
Hiç görmediğin rengarenk çiçekler
Kuşlar böcekler arasında
Gecenin zifiri karanlığının battığı yerde
Kağıt gibi dümdüz bir gökyüzünde
İki dal arasında görünen hilal şeklinde bir ay içinde
Hilalin dolunay ve yeniay arası kavgasında
Kış uykusu gibi uyusam
Bir çift göz kırmaya yeter aynaları
Gönlün içine bakıldımı kırar geçer gönül aynasını
Uğursuzluk getirirmiş bakmak kırık aynaya
Şimdi hangi ayak gezinir yüreğimin kırıkla dolu ovalarında
Kalplerde düğümler olur
Dünya yüzünü bahara dönmüş
Sararmış yapraklar yerlerde
Ağaçlar umudunu kesmiş
Ve yapma gölet deniz sesi çıkartıyor
Herşey bir eksende dönüyor
Bir mapushane benim bedenim
Kaburgaları parmaklık
Ruhum müebbet
Aklım kancık pusular korkusunda
Ayaklarım bir avlu kısırdöngüler içinde
Düşüncelerim bir gardiyan
Ahir dağının eteklerindeyim
Dağlarında portakal çiçeği kokusu
Ovalarında gelinlik giymiş pamuk tarlaları
Uçsuz ovalar ve heybetli dağların arasında
Ceyhan nehri hayat taşıyor çatlamış topraklara
Bir ten garı soğuğuydu sanki hayat
Cama yaslanmış buğulanıyordu gözlerin
birkaç hece dökülüyor solgun dudaklardan
Yolculukların hem bitmesini ister hem istemez
Kaf dağının ardına yolculuk ediyordum sanki
Örtülür üzerine zifiri karanlık
Uykuların bölünür geceleri
Keser rüyalarını devler
Uyanırsın bilinmedik bir zaman ve mekanda
Bir ağırlık çöker göğsünün ortasında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!