Trabzon'da yağmurdan kaçtı, Erzurum'da tipiye tutuldu, Urfa'da ısınıyor.
Bir gözlerin kaldı sığınılacak
Bu kirli dünyanın sağanağından
Kaçıyor yüreğim dönme yüzünü
Dağıt gel yangına dönen hüznümü
Gecenin baskını korkunç olacak
Bir gözlerin kaldı sığınılacak
Ne sokak ne şehir taşıdı beni
İçimde biri var çeker kahrımı
Yalvardım bir ressam çizmedi beni
Gecelere kattım hüzün zehrimi.
O renkler içinde gülmek istedim
Sapan taşımı kınalı yünlerden örmüştüm
Düşmanlar uzaktı düşmanlık hayal
Boşlukta bir kuştu yayla taşları
Dere boyunda yün teller renklenirdi
Kuşları vurmazdı sapan taşlarımız
Saçlarımızda yayla çiçekleri açardı.
Bu akşam sularla gözlerime dol
Uzak vadilerden akma bu akşam
İster gerçek olsun isterse hayal
Elini elimden çekme bu akşam.
Bir deniz kıyısı elâ gözlerin
Ben kendi yolumda dönüşsüz yolcu
Dönemem dönemem çağırma beni
Ne ilk gidenim ben ne de sonuncu
Dönemem dönemem çağırma beni
Başka bir yerdeyim senden çok uzak
Yayla yollarında renk renk çiçektin
Kokundan rüzgârlar sarhoştu Elif
Nergisti gözlerin saçların çiğdem
Dalına bülbüller konmuştu Elif
Âheste gelir hüzün incinmiş can üstüne
Issız bir yayla yolu duman duman üstüne
Bakışlar bahar açmaz yağmur olmaz yangına
Sözlerdir kurşun gibi yağar derman üstüne
Bahçemde hazan yeli ne nergis ne gül kaldı
Bir tenhada vuslatı bekleyen bülbül kaldı.
İçti usulca deniz cümle mavilikleri
Ufukta boydan boya simsiyah bir tül kaldı
Bu bahçeydi hazan gelmez sandığım
Yıkılmış ağaçlar, dallar kaybolmuş
Açılıp gülünce hep kıskandığım
Al, pembe, beyazlı güller kaybolmuş.
Sevgiyle parlayan sımsıcak bakış
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!