( emmim ile )
Artık belli bir yaşa gelen kabak Ali şehre gedip çalışmak anacığına para kazanmak ister. Köyden dışarı çıkmamış olan bu delikanlı düşünür gidip emmime bir sorayımm der. Nede olsa baba yarısıdır akıl verir. Gurbet nedir? Özlem nedir? Vatan nedir? Bunu gurbette öğrenecektir. Diz çöküverir emmisinin yanına. Smmi durumu anlamıştır o sormadan bir iki söz edi verir...
Bak yeğen Güneş bayrağımız, gök çadırımız toprak döşeğimiz, dağlar yastığımızdır. Sen bakma yeğen bizim suskunkuğumuza rüzgâr atımız, şimşekler kamçımızdır.
(EMMİ)
- Bir gün, canım sıkıldı. Aşağı köyde oturan bir Feti bir de kadı emmim var.
Feti emmim vefat ettiği için kadı emmimim yanına gittim, onun bilgisi çok iyi olduğu için bir kaç soru sorayım dedim.
(Kahvede)
Ruhum daralmıştı ki şöyle çıkayım dedim,
Kim var kim yok kahvede bakayım dedim.
Yürüdüm üç beş adım attım girdim içeri,
Baktım bir kaç masa var patlatmışlar tekeri.
Akif arıyorum
(İhtiyar ile)
AKİF’İ SORDUM
//////////////////////
Şiirimi okuyanlar
Ben ölünce hatırlasın
Ben giderken uyuyanlar
Ben ölünce hatırlasın
Ben dünyadan gidiyorum
Kalanlarda hatırlasın
Size selam ediyorum
Yılanlarda hatırlasın
Mutluluk ocağında sevdanın ateşimi
Yakamazsın diyordum yaktın ya helal olsun
Ne mezara ölümü nede kokmuş leşimi
Yarab noldu böyle mahşer çıldırdı
Azrail bu gece siren çaldırdı
Garip gönlümün size garazı kastı varsa
Üstüne kaynar sular dökün benim yerime
Sorguda sorduğunuz suale yalan derse
Tutun tırnaklarından sökün benim yerime
Nakış nakış işler çiçekler dizer
Sen dalın hatrını hiçe mi saydın
Özünü akıtır şifayı süzer
Sen balın hatrını hiçe mi saydın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!