dün akşam haber geldi,
'harun öldü' diye,
harun;
gencecik, delikanlı,
yakışıklı bir şeydi kerata,
hayat dolu.
orta okuldan tanırdım
bir yürektik o zamanlar,
daha tanışmadan,
aynı karede fotoğrafımız varmış meğer;
ilkokuldan;
bir yirmi dokuz ekim günü
beraber tutmuşuz flamayı-bayrağı,
göstermiştim daha sonra onada bunu.
harun;
iki ay olmuştu daha İstanbul'u kazanalı
yatalak yerinde
çalışmadan kazanmıştın birde,
ee zekiydi de hani.
en çokta sonralarını özledim,
hani eczanede kalfalık yaptığın günlerini
okullarımız ayrılmıştı ama
biz yine de görüşürdük arada sırada, lisede.
bu seferde ilkokul arkadaşımla
aynı sınıftaydın, şimdi,
İbrahim'le.
zaten o getirmişti bana haberini,
ilk defa bir gidene ağlamıştım, ardından.
ilk defa sana döktüm göz yaşı.
her defasında,
hatırıma her geldiğinde
bir ağlamaklı hal alır beni,
ağlarım elimde olmadan
resimleri karıştırırken,
küçücük/küçüklük fotoğraflarımız yanyana,
birinde dondurma var ikimizin elinde,
birinde yeşile uzanmışız işte,
yaslanmışız sırtsırta bir diğerinde.
harun;
daha iki ay olmuştu kazanalı üniversiteyi
nasılda düştün bu hastalığın koynuna,
körpe beden dayanamamıştı bunca acıya
gerçi sen acıda hissetmemiştin,
hayat doluydun.
yinede zordu be kanser olmak
hemde kan kanseri
en azından öyle duymuştuk,
dile kolay derlerdi.
gece hatırlarmısın,
geceleri,
hani sabahlara kadar raket oynadığımız geceleri
ufak adamların büyük oyunlarım,
boş koridorları,
öksüz çocukları
gerçi sende öksüzdünya
hani birde belletmenimiz vardı karakelle.
harun;
can çocuk yoksun diyor ya şiirler
yoksun şimdi öylemi
bedeninde can yok yani.
ama ne yalan söyleyeyim
kıskanırdım bazen seni
çünkü ençok seni severdi karakelle
ve bende yalnız kalırdım geceleri.
neyse, kolej yaramamıştı sana
hatırladığım kadarıyla
top oynamayıda çok severdin,
oynardık arada.
ama sende turp gibiydin,
nerden çıktı bu hastalık
arada sırada tenin dökerdi ama
'korkmaktan' derdin,
karanlıktan korkardın.
gece rüyana peri girse
sabah yüzün atardı.
sen 'korkmaktan' derdin.
kolej demiştim ya
işte kolejde çıban çıkmıştı
dizinin alt tarafında,
önemsememiştin.
beni dinlemezdin,
allahtan bizim ilkokullu akıllı çocuktur
'bi gidelim şu doktora' ne olacak canım
hem okuldan yırtarsın birkaç gün
gırgıra almıştık, çocukluk işte
öyleydi de yani
altı üstü bir çıban,
ufak tefek bir nokta.
zaten pek önemli birşey de değildi
derinin atması,
peki ya ne oldu
keşke gitmeseydin doktora o zaman
ben pişman olmuştum çok sonraları; şimdi.
ne bileyim kanser diyecek doktor,
yıkılmıştım ilk duyduğumda; orada.
harunn;
en az benim kadar
bir üzülen daha var biliyor musun?
Annen.
annesinin bir tek evladı;
canı, ciğeri, herşeyi.
dul olmasına rağmen
nasılda yetiştirmişti seni.
'kız olsaydın hiç kaçırmazdım seni' derler ya
hani aynen öyle bir çocuktun.
kadıncağaz az çekmedi
senle beraber yattı hastahanede
senle beraber kalktı tam bir buçuk sene.
ah harun ah.
kimseye bahsetmemiştim seni,
seni kimse bilmezdi
taki öldüğünü duyana dek,
yani samimiyetimizi.
inan daha yeni duydum öldüğünü,
yanında değildim o zaman,
ne kadar da üzüldüm.
çok çekmişsin dediler;
bir deri bir kemik kalmıştı dediler.inanamadım.
hatta öldüğüne sevinmişler, anlamadım.
yani o kadar çekmişsin hani.
harun;
bana bu haberi bizim ilkokullu getirdi.
önce şaka sandım,
sonra alaya aldım,
inanamamıştım ki.
hatta anlattıklarını hikaye sandım,
kafası çalışırdı,
hani iyi senaryo yazardı bizimkisi,
neyse biz hiç bir arada olamamıştık,
yani üçümüz
ve daha çok bekleyeceksin gibi,
bizimkisinin oraya gelmeye pek niyeti yok gibi.
bakalım.
lan yetimdin ya koyuyordu adama.
Kayıt Tarihi : 11.8.2010 15:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yunus Kadakal](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/08/11/harun.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!