seni en çok suya benzetiyorum
akarsuya…
bir an şelale oluyorsun,
birden susuyor, duruluyorsun
inatçısın ve de sabırlı
asırlarca durmadın
bir gün bir vadide kaybolursan
nehrin akışına bırak kendini
o seni götürür gittiği denizlere
dağların dili yok
sesinin yankısıdır senle konuşan
sen birilerinin gelmesini beklerken
ben seni gerçekten seviyorum desem
sen inanmazsın
ama sevebildiğime dair alametler vardır
kış açar yaz ortasında
sen bir nisan şakası sanırsın
kötüye bir şey olmaz diye
bir fidandın,
her baktığımda büyüdüğünü gördüm
yeşil yapraklarında kırmızı bir vişne
ben senin dalından düşer büyürdüm
en sevdiğim şey oldun
her bahar sen açardın
ne yaparsın tamirci
her şeyin kırık döküktür evinde
eşyadan anlıyorsun belli
ne bozulsa yaparsın temelli
bak sana getirdim kendimi
bir farklıdır dünyan
ne istersen o
kim gelirse aynı senin için
halbuki farklılık isterdin
belli oluyor daldan dala konmandan…
Rıhtım’dan Moda’ya bir kız gider,
rüzgar gidip arkasından
vurup saçlarına yüzünü gizler.
Balat’tan Haliç’e bir oğlan iner,
perişan olan bensem,
kor gibi yanıyorsam
neden mutlu bir yüz bırakırım geride
patavatsız yalnızlığıma çatarım
özlemler karışır huysuzluğuma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!