Bayıltılmamış narkozlu bir hasta ameliyat masasında
Parçalanışını seyrediyor bedeninin
Kanlar içinde kararan kalbi
Beyaz ayakkabılarınla çiğnediğin
Günden beri
Gece büründü karanlık örtüsüne
Halka halka büyüdü şeytani gözler
Korkuya esir oldu yürekler
Yerde tanklar, gökte kartallar
Bombalar, sesler, kurşunlar
Ben birkaç kareyim, birkaç kelime, birkaç mısra arasında unutulmuş, hırslarına yenilmiş bir kum masalı, gecelere sığmayan güneş.
Seccadenin üzerine inen yorgun baş korkak duyguların isyanında sükut yüzyıllardır tekke duvarlarında küflenen mumdan muskalarla kurutulanım, deve kuşu yumurtasına tutunan son örümcek, bir heykel gibi donacak silüetim.
Biliyorum bir sigara kadar olmayacak değerim, hiçbir sohbette geçmeyecek adım, kutsayan adamlarım olmayacak mezarımı, kimse ardımdan hayırla anmayacak beni, kursağımda kalacak bütün heveslerim.
Bir kaçak gibi yazıyorum
Bu mısraları
Birazdan seslenecek celladım
Ölümüm neyden olacak
Nasıl olacak
Kaç karanlık yanacak ardımdan
Kadının vampir dişleri parladı.
Isıracaktı kucağındaki çocuğu.
Ağlayan arabanın sesi karıştı parkta çocukların sesine.
Kardeş olan buldu kardeşini damıtarak alnındaki teri.
Sıcak su soğudu termosun içinde tam içimlik.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!