HARRAN… HARRAN...
Kara bahtlım kara yüzlüm günaydın
Ok misali doğru sözlüm günaydın
“Eksik etek” diye söylenir adın
Günaydın elleri kınalı kadın
İnşallah sonun olur aydın
Sen anasın İbrahim evladın
Ateş yakmasa da sen yandın
Harran nasıl bir güne uyandın
Öyle kadim bir şehirsin ki;
Dört kitaptan Tevrat’ta geçer adın
Bazen “Haran” denmiş bazen “Aran”
Gün gelmiş olmuşsun Kaynan
Nuh Peygamberden bu güne
Nice nice devlete
Başkentlik etmişsin Harran
Cansız toprağa hayat veren
Akıp giden tarihi ırmaklardan
Biri Cüllab diğeri Deysan
Kuruyu verince zamanla
Mahrum kalmışsın sudan
…
Kuruyan ırmaklara
Çatlayan topraklara
İnat dün;
Coşuyor Fırat bugün…
Bire kırk veriyor
Toprakla kucaklaşan ürün
Zılgıtlar çalınıp yüzler gülüyor
Ya bayram günlerden ya düğün
Şükürler olsun ki Allah’a
Dönüverdi devran
Seni görmeyen bilhassa
“Dünyayı gördüm” diyorsa
Hakikat külli yalan
Kaldır ki başını değsin arşa
Harran… Harran… Harran
04.03.2015 20:00
Halil ManuşKayıt Tarihi : 29.4.2015 14:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!