Harput'un Yüzü Yemen'e Bakar Şiiri - Yor ...

Bedrettin Keleştimur
417

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Bir kitap ki, bütün hitabı okuyucuya olacak! Bir kitap ki, bütün nağmeleri içinizde fırtınalar koparacak! Bir kitap ki, o her satırı sana yazılmış ecdadın Harput’tan Yemen’e, Sarıkamış’a, Çanakkale’ye uzanan ‘zor yılları’ olacak. Üzerinden bir asır geçse de, yakılmış ağıtlar ciğerleri pare pare edecek kasırgalar, hafakanlar koparacak!
Elimde, belki hergün binlerce evde hatıraları anılan, yâdedilen ecdadın romanı, bir gam kervanına beni katmış götürüyor. Zekeriya Bican kardeşimizin kendi ifadeleriyle 1970’li yıllarda bizatihi gazilerimizin nurdan damlalar halinde dökülerek billur kâseler haline içirilen söz nağmelerinden dinlemişler. O kadar çok etkilenmişler ki, son dört yılını gecenin ayazı demeden, gündüzün niyazına sükûtunu da katarak dört elle sarılmışlar, bu milletin ‘Azap günlerine’ Prof. Dr. Beşir Aşan Bey’in de ifade ettikleri gibi, “kırk yılı aşan bir zaman dilimi” cephenin gerisinde yokluklar, çileler ile örülmüş kâbus dolu bir hayat! Ölüm kusan cepheler, şefkat damarlarının nasıl çağladığına, ağlayan figan eden yüreklerle şahadet ediyor! Yollar, merhamet iskelelerine dönüvermiş!
Kitabın sayfalarını çevirdikçe kendimi, Harput’ta Azap Günlerinin korku yumağına hışkırıklar içerisinde sarılmış hissediyorum.
Sade bir roman mı? Hayır, hakikatin nurdan heykeller halinde karşınıza dikildiği bir dönemin kendisi! Yürek dolusu satırları, kırk katırın taşıyamayacağı ağırlıkta hatıralar kırmızı gül deseninde açıyor.
Şair sözünde, ‘hikmet’ vardır. Allah Resulünün makamlarında ıslanan seccadeler nasıl rayihalarla, ‘Gaza Meydanlarına’ taşacaktı! Fırat’ın kaynağında, ‘cennet kevseri’ olduğunu söylemekle yetinmeyeceğim. Allahüekber Dağlarının şehitlerle birlikte ‘şükür secdesinde’ olduğunu bir daha belirtmek isterim. O dağlar, sağanak halinde Fırat’ı emzirir!
“AzapGünlerinde Harput, Yemen, Sarıkamış” isimli tarihi roman okundukça; Harput’ta, Kayabaşında belki de bütün nağmelern inlediğini göreceksiniz! Dil inlermiş, zaman inlermiş, maksat inlermiş, sevda inlermiş, ocak inlermiş!
426 sayfayı bulan bu hacimli eserin 272 sayfası, ‘olmuşların ta kendisi’ Aynalar tutulmuş bir asır öncesine! Dil harcını dökmüş, kalem vicdanıyla başbaşa koca bir dönemi yoğurmuş! 74 sayfa ciğerparelerimizin, kınalı kuzuların tek tek isimleri! Ve 70 sayfa, arşiv resimler!

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta