Harput'da, Buzluk'da: yaylada, Ardıç
Rüzgârın önünde kolsuz, kanatsız...
Kaya inlerinde, dağda, bayırda
Bir öfkeli yılan gibi insafsız
Rüzgârın önünde kolsuz, kanatsız...
Gönlünde dört mevsim bir yeşil sevda
Kızıl tohumları, benek benek taç...
Eğrilir, kırılmaz; tipide, karda
Yalnız dertleşecek birine muhtaç.
Anlat... Ey gönlümü kanatan Ardıç!
Çizdiğin gönülden sızan kan niye?
Kuru nar çiçeği... çocukluk düşü
Bir sararmış defter kimden hediye?
Eski günler, şimdi; kanadında toz
Rüyada çırpınan kelebeklerin...
Ne kadar çok yakın, ne kadar uzak
Yaşadım dediğin saniyelerin...
Bir şeyler, mukadder... bir eylül günü
Düşler denizine düşecek çocuk!
Renkler dalga dalga: ses, ışık ve nur
Yedi kat semadan, Arz: mavi boncuk!
Şimdi toprak:
Bir dost teni sarmakta..
Dostlar:
Fatiha'yla hatır sormakta...
Harput'da, Buzluk'da; yaylada,Ardıç
Rüzgârın önünde kolsuz, kanatsız...
Kayıt Tarihi : 1.10.2005 17:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sizi Elazığ'da bırakıp burada bulmak ne güzel
Ve ne güzel şiirinizde,
Harputun gaipten sesler fısıldayan... insan ruhunu
duyuran, doyuran yanıyla harput esintisini hissettirdiğiniz şiiriniz...
Yüreğinize sağlık
Selam ve saygımla
TÜM YORUMLAR (1)