çekkiyle katarlar çekilir, yayılır,
dirgenle yazılır, serilir,
atlar çatılır,
harmanyeri şenlenir
çok geçmez koşulurdu düvenler
arkası gelmeyecek dönüşlerde
türküler söylenirdi
çakmaktaşlı düvenle
öküzler bikarar,
beygirler hızlı,
öküzlerle ters yönde
dön babam dön güneşin gözünde
saatlerce, günlerce....
övendire düvene tıklatılarak
öküzler dinlendirilirdi
falakaları hazırlayıp
kantarmaları geçirmek
-beygirlerle düğen sürmek-
“-her bobayiğidin harcı değil”di
kırbacı yedikçe;
sakındıraklı atlar çılgınca döner,
yönlerini bilmediklerinden
harmandan kaçabilirlerdi
harman yerindeki herkes koşup
önlerine geçerdi
adamlar getirip hayvanları
hınçlarını almak için döverlerdi
eklenirdi ters çevrilip,
düğenin dökülmüş dişleri
bazen iki öküz, bazen tek eşek,
tek beygirle de düğen sürerlerdi.
öküzler öyle değil
“-bir karar dönüp duracan”
arada bir öğendireyi
düvene tıktıklayıp
boksak tutacan
sabah erkenden ovaya gidenler
yakınına geldikleri
harmancılara “-kolay gelsin” derler
işler kolay gelirdi
çeci görenler bereket dilerler
Allah bereket verirdi
harmancılar
“-uğurlar olsun” diye cevap verirler
uğurlarlar
Allah’a emanet ederlerdi
öğleden sonra evlerine dönen eşekliler
ovadan getirdiklerinden ikram ederlerdi
birer-ikişer
kağnının gölgesindeki testiden
tasla yetiştirdiğimiz sudan
süzerek, başlarını tutarak içen
ebelerin yağlıkları çemreli
tasın dibini avucuyla yüzlerine sürer
“-Elhamdülillah Şükür” der
derin bir “-ohh! ” çeker
serinlerlerdi
Kayıt Tarihi : 22.12.2006 12:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Saygılar..
TÜM YORUMLAR (1)