Ufukta bir güneş
Esriklik kokuyor
Kuruluyor düşleriyle fakir çocuk
Yalnızlık kokuyor
Küçücük bir kasabada
Farklılık doğuyor
Karanlıkların kızıl Matmazeli !
Kaos burçlarının kanlı koçbaşıcısı !
Cehennem korlarının fişekleyici yeli!
Zebaninin zıpkınladığı kırmızı lezzet aşı !
şimdilik hoşçakalın...
Hava karardığında
Ay ışığı üzerimizi örttüğünde
Korkmayacağım sevgili
sürüne sürüne kızıla saçan gökyüzünün
Beyaz karlı dağlarına tırmanacağım
Karadan yürüyen tabanı elemli gemi gibi
Umrumda mı yaptığın çalımlara çıkarılan şapkalar,
Umrumda mı alevinle zıpkınladığın alfa burjuvalar
çoktan tırmandım tırmalayarak yalnızlık dağlarına,
koyar mı artık sensizlik
bir uzuv uğruna?
Fuzûlî'ye dönüşemem,
Koskocaman zarif bir kentin keman çalışı,
Arşeyi gökkuşağına daldırıyor nazla.
Ve Notalar dans ediyor halkımın barışı,
İsimli parça eserken caddelerden hazla.
Kaprisli dumanlardan yükseliyor harlı ateş
,
En güzel günlerimiz kötü geçti,
meltem beklerken,
fırtına esti.
Destina vurdukça vurdu
çana
bir zafer çığırmadı
Gamsız uyuklayın dostlar
Irgalamasın sizi bilinçsiz hiçlik
İstife çekin ruhunuzu
İzin verin ilhamınıza
Koşsun zihininizi ayartmak için defne taşlarının arasında.
Söndürün ışıklarını iklimin
Geçmiş çağlardan kalan kalıntının küllerinden parlamasıyım ben bu dünyaya,
Geçmiş umut ve arzularının yılllar sonra hatırlanmasıyım ben bu dünyaya,
Geçmiş medeniyette yıllardır yanan Zerdüşt ateşinin harıyım ben dünyaya,
Şenlik ayazında ambarın gediklerinin Pavarotti mırıldanışıyım ben bu dünyaya,
boğazında kan birikmiş bir annenin aşkla tanrıya yakarışıyım ben bu dünyaya,
Aslında
Kaldırımları arşınlarken , aşıladım şaşkın suratlara atalarının aşık anlarını.
Kahırlarını bestelerken , ayıkladım şair şurubunun Şabatının şaşı anlayışını.
Yarıldım gülmekten tende eriyen mumun yayık ayılışına.
İş yok, güç yok
Ceplerim delik, kısa devredeyim.
Fikirler savruk etrafta, yalnız olduğumdan toplamıyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!