Bilir misin sevmeyi
Ateşin terinde yüzüp
Hayallerin gölgesinde saklanıp
Kırlangıç kanatlarında vurulmasını
Memleket kokusunu sevdim teninde
Dalıp giderken sensizliğin
Karanlık köşelerinde
Bir kuşun çırpınması gibi
Sevdamın adamlığını sevdim
Bilir misin özlemeyi
Buğday girmemiş tarlasında dişlenmesini
Başın diklense de eğilmesini
Çırpınışların çıldırasıya sessizliğini
Ağlamayı sevdim gözlerinin haresinde
Her akışında kaç sela'm verildiğini unuttum
Her dirilişimde ise iki hece adındı
Yokuşta olsa sana çıkışlarım, yorgunluğunu sevdim
Bilir misin..
Ne çok isterdim yüreğimi dizlerinde bırakmayı
Belki yeşerirdi damarlarımdaki sensizliğim
Canlanırdı toprağım kafa tutardı dünyaya...
Buruşmuş ellerim dokunur hırslanmazdı!
Nerde güzel birşey varsa hemen yanı başında hasretimiz kalmadı mı?
Hayat ulaşılmazlıkları kusuyor üstümüze bizse ulaşılmazlıkları arzuluyoruz.
Sahip olduklarımızın üstünü örtüyor ve hayal diyoruz adına.
Belki de güzel bir düşten uyanmaktan korkuyoruz.Ne tutunabiliyor ne de arttırabiliyoruz.
Kendimizden viraneler yaratıyor ruhumuzun sokaklarını kandırıyoruz.
Hayalprest miyiz? Tanrım hadi bizi baştan yarat!
Sevgiliye methiyeler yazdık,duygularımızı aşkla kardık,biriktirdiklerimizi
kelimelere sakladık.
Neydi bir cenahta bizi koşturan mutlu eden,bir cihette ise yakan,kavuran ter.
Soruların içinde cevaplarını zulamızda saklayıp paylaşamadığımız,zemheriye bahar kattığımız tat!
Sen nicesin? Nicesin ki hem güldürür hem öldürürsün.
Bana bitimsiz birşey söyle! Sonsuzu bırak avuçlarıma...Sevgi yakmamalıydı
oysa büyütmeliydi.Büyüdük mü?
^^Sessiz mi sessiz geliyor ölüm.Canhıraş feryatlarla kaçışıyor günahkar ruhlar ^^
Tülay EkerKayıt Tarihi : 14.11.2005 10:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dalıp giderken sensizliğin
Karanlık köşelerinde
Bir kuşun çırpınması gibi
Sevdamın adamlığını sevdim
Bilir misin özlemeyi
Buğday girmemiş tarlasında dişlenmesini
Başın diklense de eğilmesini
Çırpınışların çıldırasıya sessizliğini '
Senin kapını çalınca gördüm ki onca güzel şiirinden kendimi mahrum koymuşum dost. Artık diğer şiirlerinin kapısını çalmak için biryerlerden zaman çalmaya karar verdim. Güzel şiir okuttun bugün bana. Yüreğine sağlık. Bu arada 2006 yılı içinin tzolu raflarında tozlanan ertelediklerinin yeşereceği yılların başlangıcı olması dileğimle ve de sevgimle. Kamil Aydemir
Bilir misin sevmeyi
Ateşin terinde yüzüp
Hayallerin gölgesinde saklanıp
Kırlangıç kanatlarında vurulmasını
Memleket kokusunu sevdim teninde
Dalıp giderken sensizliğin
Karanlık köşelerinde
Bir kuşun çırpınması gibi
Sevdamın adamlığını sevdim
Bilir misin özlemeyi
Buğday girmemiş tarlasında dişlenmesini
Başın diklense de eğilmesini
Çırpınışların çıldırasıya sessizliğini
Ağlamayı sevdim gözlerinin haresinde
Her akışında kaç sela'm verildiğini unuttum
Her dirilişimde ise iki hece adındı
Yokuşta olsa sana çıkışlarım, yorgunluğunu sevdim
Bilir misin..
Ne çok isterdim yüreğimi dizlerinde bırakmayı
Belki yeşerirdi damarlarımdaki sensizliğim
Canlanırdı toprağım kafa tutardı dünyaya...
Buruşmuş ellerim dokunur hırslanmazdı!
Nerde güzel birşey varsa hemen yanı başında hasretimiz kalmadı mı?
Hayat ulaşılmazlıkları kusuyor üstümüze bizse ulaşılmazlıkları arzuluyoruz.
Sahip olduklarımızın üstünü örtüyor ve hayal diyoruz adına.
Belki de güzel bir düşten uyanmaktan korkuyoruz.Ne tutunabiliyor ne de arttırabiliyoruz.
Kendimizden viraneler yaratıyor ruhumuzun sokaklarını kandırıyoruz.
Hayalprest miyiz? Tanrım hadi bizi baştan yarat!
Sevgiliye methiyeler yazdık,duygularımızı aşkla kardık,biriktirdiklerimizi
kelimelere sakladık.
Neydi bir cenahta bizi koşturan mutlu eden,bir cihette ise yakan,kavuran ter.
Soruların içinde cevaplarını zulamızda saklayıp paylaşamadığımız,zemheriye bahar kattığımız tat!
Sen nicesin? Nicesin ki hem güldürür hem öldürürsün.
Bana bitimsiz birşey söyle! Sonsuzu bırak avuçlarıma...Sevgi yakmamalıydı
oysa büyütmeliydi.Büyüdük mü?
^^Sessiz mi sessiz geliyor ölüm.Canhıraş feryatlarla kaçışıyor günahkar ruhlar ^^
:::::::::::::::::::::::::::::::
Şair dostum,
Sizin de çok yakinen bildiğiniz ve aşina olduğunuz gibi, şair ufkumuzun vazgeçilmez mefkuresi ve başımızın savdası olan şiirin bir iç yapısının yanında bir de o iç yapıyı belirli bir şekle ve kalıba sokan dış yapısı vardır.
Şiirin iç yapısı, şairinin duygularının şekillendiği, iç dünyasının dış dünyaya tezahür ettiği ve dizelerle vücut bulduğu engin kelimeler hazinesidir.
İşte bu engin kelimeler hazinesi dış yapısı ile beraber bir şekle girip kemale ererek, mısralarda, dörtlüklerde kısacası şiirin kendisinde arz-ı endam eder yani o şiir güzeli görücüye çıkar.
Şiir mefhumuna giden bu yolda yürürken şiir güzelini okuyan ve onunla hemhal olan her bireyin onu farklı cihetlerle değerlendirdiğini, tabiri caizse '' keseri hep kendine doğru yonttuğunu '' müşahede ederiz. Bu da kanaatimce doğru bir vakadır. Çünkü okuyucu az çok kendini o dizelerde bulur, diğer bir deyişle kendini okumuş olur. Nasıl ki şiir içeriğinin idrak edilmesi her okuyana göre değişiklik arz ediyorsa, bu şiirlerin banileri şairler için de şiir mefhumunun tariflerinin değişiklik göstermesi yani farklı şiir tariflerinin olması bana göre gayet normaldir.
Size izlediğiniz bu aydınlık şiir yolunda başarılarınızın devamını dilerken, o güzel gönlünüzün derinliklerinden gelen enfes duygularla nice güzel eserlerin altına imzanızı atmanızı can-ı gönülden temenni ederim.
En kalbî selam ve hürmetlerimle...
.
sevgili tülay, çok şiir olmuşsun
dolunay
Suna Doğanay
TÜM YORUMLAR (13)