Kıvrandıkça kendi akışımızın derinlerinde
Işıklardan demet olurdu ellerimizde aşk
Sarsılırdı toprak, ağlardı üşümüş gökyüzü
Susardı içimizdeki yorgun yüzlü kasırgalar
Yangının kaypak diline özlem asardı bir adam
O sağanak yağmurun kanatlarında dolaşırdı evreni
Çığlık olur çoğalırdı her dem ruhundaki şarkılar
Mevsimsiz yollarda soyunurdu bütün aşinalıklar
Yüzümüzün derin okyanuslarına toprak serperdi özlem
Çok uzaklarda bir kadın, yalnızlık kervanlarını beklerdi
Fırtınaya tutulurdu aşk, tutku titrerdi avuçlarımızda
Sevdayı mırıldanan kemanlar sabaha dek susmazdı
Kekre bir çığlık olup birlikte, akardık dağlardan düze
Yorgun ve yaşlı ağaçlar tozunu serperdi üzerimize
Biz üşengeç günlerin yakasındaki kirler gibiydik
Su taşırdı karıncalar çamura belenmiş tenimize
Bir dağ olurdu yalnızlığımız, mevsim güze dönerdi
Eski kervanları beklerdik yüzümüzdeki yoz edayla
Mavi bulutlardan sular sağardık, ellerimizde takvim
İç sesini dinlerdik anların, hareli bir yangın artığıydı aşk
Kayıt Tarihi : 22.5.2016 15:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kutlarım
namık cem
TÜM YORUMLAR (1)