Gökkuşağının yüzyirmi rengi..
maaşallah dilimiz kuyudur engin
bazı bir ufkuna salarız kova
nazarın değmesin.. gönlümüz zengin
her zaman vitrinde güzeli arar..
.. mağribi akşam..
ilk önce gözlerin.. nereye baksak..
ince bir nakışla süslenir.. ak kağıt üzeri
enterese etmiyor beni.. alkışla şakşak..
ne meşakkatli yol bu.. şu nehrine dalıp..
yıkasan saçların görmüyor sabun..
takriben yaklaşık.. ayda bir kalıp..
saplanır içine yapsanda atak
apışıp kalırsın gidemez öte
zatına bataktır.. kıvranıp.. döndüğün yatak..
sağında solunda birer ikişer..
bakır renk ibrikten akıyor hayat
kaynar bu kazanda hayır ile şer
yeterki sözlerin olmasın bayat
bazen körfezinden geçer bir gemi..
senin mizana direk..
yelkenin ben olam derken..
feleğin gaddarca batar dirgeni
şakakta vakitsiz aklarla erken..
arkana bakmadan adımını at..
etmeyip biat.. kararlı ve dik baş yürü..
zavallı kurbağadır.. taşlardan ürken..
hardadır deli gönül hardadır..
mart ortası kar bas.. yürek soğumaz..
yar el koynunda ayak yardadır..
ben yazmam kim yazsın.. köynüm dardadır..
Kayıt Tarihi : 11.4.2012 15:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!