Makberî -Ozan İlo 3. msn atışması
Namuslunun yollarına Namussuzun önü açık Namussuza arka çoktur Hile hurda ara gani İhâleler köşe çıkar Siyasiden yardım bulur Her devirin madrabazı Sorsan ağa sorsan paşa Namussuzlar birlik olup Fırıldağı döndürürler Âr-u namus zor zanaat, Bir de masum tavır alır OZAN İLO boşa yazma Makberî sözlerin kime ....................................................... GÖNÜL DOSTLARININ GÖNÜL İNCİLERİ Ağa benim, bey benim der, Rüşvetsiz yerinden kalkmaz, Cakalı afili gezer,
Çalı çırpı taş dökerler
Namussuzun hâllerine
Boyun eğip baş bükerler................................... OZAN İLO:
Yardım eder cümle kaçık
Bunlardan olur mu cacık
İçi dışı leş kokarlar......................Makberî - Ahmet Akkoyun
Her yol mübâh, yasak yoktur
Çalıp, çırpıp, yesin haktır
Ricâl-mical hoş bakarlar.................................. OZAN İLO
Suç ortağı Moşe Yani
Haram kokar bilki teni
Yoldan parke taş sökerler..........Makberî - Ahmet Akkoyun
Bir liraysa, beşe çıkar
Özel fiyat başa çıkar
'Aman deme, vııış! ' çekerler............................ OZAN İLO
Çalamazsa aklı kalır
İnce hesap iyi bilir
Kuru sıkı boş çakarlar..............Makberî - Ahmet Akkoyun
Tavuk için kesmez Kazı
Deve kuşu en olmazı
Bedâvaysa aş çökerler.................................... OZAN İLO
Aslı çengi ipsiz poşa
Bir gün gelir bunlar tuşa
Kodeslerde diiş sıkarlar...........Makberî - Ahmet Akkoyun
Namuslunun hâle gülüp
Sokaklara esrar alıp;
Haplanarak, keş çıkarlar.................................. OZAN İLO
:
Zorları yok herşey kolay
Her günleri ayrı olay
Altın yoksa çalar kalay
Eni konu baş sakar'lar............Makberî - Ahmet Akkoyun
Safı bulup kandırırlar
Hanumanlar söndürürler;
Plastiği ceş kekerler! ....................................... OZAN İLO
Suçu işler yana çıkar
Bildiği sadece çıkar
Çocuk bulur ona yıkar
Gözü açık boş bakarlar............Makberî - Ahmet Akkoyun
Eylemezler hiç kanaat,
Hayatları hep denaet;
Cürüm işler, baş yakarlar! ...................................... OZAN İLO
Doğru varken eğri bulur
Çalar çırpar abad olur
Utanmadan yaş dökerler..........Makberî - Ahmet Akkoyun
Anlamazlar çoğu kazma
Yinede sakin ol kızma
İki durur, beş sekerler...................................... OZAN İLO
Anlamazlar gider güme
Bunlar kızıl rengi füme
Renk değişir döş sökerler.........Makberî - Ahmet Akkoyun
Her türlü kılığa girer,
Bu kazmalar birer birer
Avantadan iş çekerler.
Kimsenin işine bakmaz,
Allah'ından bile korkmaz,
Cehenneme iş yıkarlar..................Şair Salihî/Tarkan Köksoy
............................................................
Gözlerini ince süzer,
Avantayı hemen sezer,
Sanma eli boş çıkarlar...................Zenolu
Kayıt Tarihi : 11.7.2007 00:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlhami Erdoğan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/07/11/haramzade-makberi-ozan-ilo-msn-3-atismasi.jpg)
Anlamazlar çoğu kazma
YAZIN YAZIN GÜN OLUR ANLARLAR
ON PUAN
HER İKİ YÜREĞE DE TEBRİKLER.
RAHMET OLUP GÖNÜLE DOLAR GEÇER KANDİLLER
DOSTU DOSTUN BAĞINA SALAR GEÇER KANDİLLER
DUYSUN HÜCRELERİMİZ DEMESİN SADE DİLLER
BİRİKMİŞ GÜNÂHLARI SİLER GEÇER KANDİLLER.
İLHAMİ ERDOĞAN
(OZAN İLO)
Ölçülü uyaklı şiirlerin bir başka tadı vardır ötekinden farklı. Serbest severler, ölçülü olanı, ölçülü yazanlar da serbest şiiri pek sempatik bakamazlar gibi hisler ve değerlendirmeler yaygındır.
Her ikisinin ayrı nefaseti vardır.
Bir de 'ozan' kimliğiyle yazılan, yukarıda etkili ve yetkili iki ozanın atışması gibi olanlar.
Her iki şiir türüne sevgiyle bakanlardanım.
Ozan İlo ile Makberi'nin atışması.
Bu tür değerli ozanlar şiirin terzisi sayılır.
Dikiş dik ve doğru gidecektir. O anki yüreğinden gelen ses kalıbının provası yoktur. Duygusal santimetresi statejiktir. Her dörtlükte bir sarsıcılık sarsacaktır.
Etkilenmemek olası değil.
Ozan İlo ile Makberî'yi gel de kutlama.
******************************************
Ozan İlo'yu bir şiir dinletisinde yakından tanıdım. Oturdu köşeye. İçtiği çaylara bile 'eyvellah' deyişinde saz tadı vardı. İçtiği çay ile bile konuşur gibiydi. Yemek bile yemedi. Bir köyde ceviz ağacının altındaymış gibi, şöyle anasının kızarttığı türden bir adet biber kızartmasını bir dilim ekmeğe koydu. Süt tadında, toprak ve su tadında çiğnedi. O kadar. Sanki fazlasını yese bugünlük bu kadar, gerisi haramdır dercesine.
Bilirsiniz şair ile ozan sözcüğünü eş anlamlı kılarlar, ancak ozan saz çalıp söyleyen özelliğiyle, işte bu tür şiirlerler ayrılır şairden.
Şair olmak, ozan olabilmek işte böyle insanlara sevgi ekiyor. Sağolasınız koca ozanlar.
TÜM YORUMLAR (42)