Harabeler içinde senin gözlerine hasret yangınlar var. Harabeler içinde olmayışına okunan selalar var. Şimdi ne benim gözlerimde kaldı tarihin aşk kahramanları ne de çukurovanın bağrı yanık hasreti. Yaz geldi naraları dolduruyor kulakları oysa papatyalar doldururken sokakları, benim başıma karlar yağıyor erciyesin musluklarından. Bin hüzün aşındırıyor kapımın eşiğini, onbin ömür soluk ve yıkılmışlıkların arka sayfalarında, karalanmış satırların hicaz eşliğinde bestelerini yapıyorum. Bir ülkeye sığınışların, bin ağzın susuşları ve tüm haykırışlara inat mülteci sığındığım korunaklı satırlarda, senin gözlerini sığınak biliyor ve kahretsin sen yoksun, biliyorum.
Harebeler içinde senin gözlerine hasret yangınlar var. Harabeler içinde olmayışına okunan selalar var. Şimdi seni dinliyorum, yok edilişinin öznesini seyrediyorum. Şehrine gidiyorum düşsel kilometrelerde, Kars’ ın Kağızmanına düşüyor ruhum, gözlerim su’ da arıyor seni, Elazığ Maden’ de yokluğun üşütüyor, doğu sen oluyor sen benliğim. Ve bilesin vücudumun tüm hücreleri dolaşıyor boşlukta, sığındığın mavilikler beyhude. Sussam, konuşsan…
Önder ÖZTÜRK
01 Haziran 2008
12: 37
Kayıt Tarihi : 28.2.2009 20:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!