Bin yıl önceki bir harabedeyim;
Düşünüyorum... Böyle, neredeyim?
Yıllarca sürecek bir sürgündeyim,
Silinmez mazinin bir hapsindeyim.
Sökün artık, benim kalbimi sökün;
Harabeden geldi bin yıllık yükün.
Konuşur taşlar, kinli, bazen sükûn...
Ey harabe! Çöküntü nedir, öykün?
"Ne çok Güneş sanmışım meğer Ay’ı,
Ne soğukmuş gecenin ıssızlığı...
İnsanlar taşlarıma dövünürken,
Güneş’i buldum Ay’ı düşünürken.
Bulmam felaketim oldu, bilmezsin...
Harabeyim; sen, öykümü bilmezsin."
İsacan Yelken
Kayıt Tarihi : 1.6.2025 19:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!