Mest-i muhabbetiz fetva gerekmez,
Sûzan-ı mecliste kül eyler beni.
Yetmez ab-ı engur bâde gerekmez,
Külleri savrulan kul eyler beni.
Başka sevdalara bidayet etmem,
Eşiğinde başım; hikayet etmem,
Cevrinden cefandan şikayet etmem,
Hâr var ise dalda; gül eyler beni.
Bahrinde gavvasım; dürrü ararım,
Bu ummanda nice sırra ererim,
Gözlerinden gönle mana ırarım
Çeşm-i hoş nigâhın sal eyler beni.
Dertten derde daldım sahraya düştüm.
Ceres sesi gelmez; haraya düştüm!
Firakın nârıyla nereye düştüm!
Kâys-veş misâl çölde del eyler beni.
Manayı yitirdi, sözlerim kayıp
Seraplar görürüm adını sayıp,
Lisân-ı hal bestir; kelamdan cayıp,
Sükût zamanıdır, lâl eyler beni.
Perva yok aşığa; bak pervaneye
Devrandadır her an bak divaneye
Bizlere görülen bu reva niye
Canan hâliyle hem-hâl eyler beni.
Affânî eydürem naçar gezerim,
Râh-ı hakikate düçar gezerim,
Dedi: "ezilmeden bulman kemâli!"
Ayaklar altında yol eyler beni.
Kayıt Tarihi : 13.4.2025 01:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!