İçimdeki insanın tutunduğu bir yer var, belki uzak
Kesik şahdamarını kanadığı yerden tutan, belki kabuk
Kış güneşine kanan çiçekleri ısıtan, belki tuzak
Tutunduğu dallarından düşmedi yine de, bu hayat!
Ağıtlarını ıslak bir mendil gibi saklayan içimdeki insandan
Yaşadıklarının avuntu olduğunu bilsem de; bıkmadım ben...
İçimdeki insanın kök verdiği bir yer var, belki orman
Kırık dallarının sızladığı yerde bekleyen, belki liman
Uzak bir aşkın ateşi başında tüten, belki duman
Kök saldığı yerden devrilmedi yine de, sevdası harman!
Yanan düşlerinden güller büyüten içimdeki insandan
Güllerinin bir gün solacağını bilsem de; bıkmadım ben...
İçimdeki insanın ısındığı bir yer var, belki bahar
Ayaz vurup dağlandığı yerden öpen, belki rüzgar
Yaraları kadar sevdiği sevinçleri dağlayan, belki har
Dağlansa da vazgeçmedi sevmekten, ölümsüzdü aşklar!
Kederlerinden sevinçler devşiren içimdeki insandan
Yaşamına poyrazlar ineceğini bilsem de; bıkmadım ben...
İçimdeki insan, yaşama ışık ışık bakan küçük bir kız çocuğuydu...
Kelebeklerin ömrünün bir gün olduğunu ona söyleyemedim ben...
Kayıt Tarihi : 18.3.2007 04:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kim bilir kaç insan taşırız içimizde başkalarına ayırdıklarımızdır çoğu. Akraba eş dost iş dünyasında görünür kılınır yüzleri.
Çok özel olanlar vardır sevgiliye bakanlar gibi.
Ve en sonda, en derinde kendimize sakladığımız. Acaba en çok onunla mı sohbet ederiz, yoksa en çok ondan mı kaçarız?
TÜM YORUMLAR (3)