Umutsuzluk, mutsuzluk ve de ışıksızlık,
Kıvrılmış yatağında yatıyor;
Kim bilir, ne hayaller kuruyor...
Gözleri, bir noktaya takılmış, bakıyor,
Beli ki, sevdiğini, sevdiklerini anıyor.
Her çıkanın arkasından mahzun bakıyor,
Bazen, gözleri doluyor,
Bazen, geceleri yatağında gizli gizli ağlıyor.
Canı sıkıldıkça bir türkü mırıldanıyor,
Biliyor, kimse duymuyor sesini,
Ama, o hep söylüyor,
İsmine de hapishane türküsü diyor.
Bu bir hapishane türküsüdür,
Acılarla, dertlerle, özlemlerle yüklüdür,
Korkarak söylüyor, sesiz!
Çünkü; biliyor, bağırsa ona da kilit vururlar,
Ama, duyan duyuyor bunu da biliyor.
Haykırmasa da o hep söylüyor,
Dört duvarı anlatıyor türküsünde,
Ranzasını, volta atmasını,
Tespihin taşlarını bilerce kez saymasını,
Günlerce sigarasız, tütünsüz yatmasını,
Ekmeğe katık diye sabır katmasını,
Ufacık pencereden gökyüzüne bakmasını,
Boşaltamadığı kafasını duvarlara vurmasını,
Her gece, yarinin gelip, rüyasında kalmasını,
Bir de gözü yaşlı, ak saçlı anasını hatırlamasını,
İşte bunları anlatıyor türküsünde;
İsmine de, hapishane türküsü diyor.
Bir de bitmek bilmeyen geceleri,
Dinmek bilmeyen kalp sancısını,
Her gün büyüyen sevdasını,
Büyüdükçe onu biraz daha eriten sevdasını,
Her gece boğazını sıkan karabasanı,
Uyanmak için çırpınmasını,
Sesinin, soluğunun çıkmamasını,
Ter kan içinde uyanmasını,
Kapanan kapıların gıcırtısını,
Özgürlüğün körelişini,
Her dakika biten yaşama hevesini,
Her gün binlerce kez ölmesini,
En ufak şeylerin hatırlanıp, özlenmesini,
Ve her mısrada sevdiğine sevdasını,
İşte bunları anlatıyor türküsünde;
İsmine de hapishane türküsü diyor.
Müebbet hapis yemiş, bir daha çıkamayacak biliyor!
Sevdiği de unutmuştur belki,
Ama, yinede hayallerini hep, sevdiğinin üstüne kuruyor,
Türküsünde hep, sevdiğinin adı geçiyor,
Belki de onu, bu hayaller ayakta tutuyor;
Sonra gözleri doluyor,
Tırnaklarıyla duvarları kazıyor,
Bıraksalar, tırnaklarıyla delecek beton duvarları;
İşte, bunları anlatıyor türküsünde;
İsmine de hapishane türküsü diyor.
Bazen, kötü düşünceler kafasını kemiriyor,
Hatta, intiharı bile düşünüyor,
Belki bir gün, belki af, sabır diyor,
Görüş günlerini iple çekiyor,
Nerede diyor, hadi diyen dostlarım?
Nerede, sen yiğitsin, sen büyüksün diyen dostlarım?
Gelmezler, arkada durup, çıkar umanlar,
Gelmezler; ifadede dostlarını sırtından vuranlar.
Biliyor, vefakardır anası, babası,
Biliyor, ziyaretçisiz yaşanmaz bu dört duvar arası,
Tek tesellisi, bir kaç sigara parası,
Sigarasıdır, her çektiğinde gençliğinin avuntusu,
Çaresizliğinin avuntusu,
İşte, bunları anlatıyor türküsünde;
İsmine de hapishane türküsü diyor.
Hapishane türküsü!
Kayıt Tarihi : 24.6.2007 16:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!