Hapishane Duvarına Şiiri - Yorumlar

Afet Kırat
320

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Tarihten güne düşmüş bilmem kimin eseri
Demir bir bilezikle tanıştığımdan beri
Yürek yakan feryadım inletiyor her yeri
Sanki önümde engel göğe uzanan dağlar
Ah duvar, zalim duvar!
Gün gelecek gizinden bıkacağım taş duvar
Bir hamlede tepene çıkacağım taş duvar.

Tamamını Oku
  • İbrahim Eroğlu
    İbrahim Eroğlu 15.12.2012 - 14:01

    SAYIM ZAMANLARINDA ADAMDIM....

    Erkek değilim,
    Kadın da değilim,
    Hürriyetsizim yaşam kafesinde,
    Kimliği yok dudaklarımın,
    Yaşadığımı hissederim volta zamanı,
    Adamdan sayıldığımı,sayım zamanı
    fısıldar ironik kalemler...

    Baba da değilim, öğrenci de...
    Aşk, masal kitaplarında,
    Güneşsizim,
    Şiirlerim mehtapsız,
    Mahpusum ben...

    Trafik işaretlerini unuttum,
    Kravatım,arabam, telefonum yok.
    Kafede gol diye bağıran kalabalıkları özledim,
    Akşam üstleri eve dönüşleri,
    Kızıma masal anlatmayı,
    Sevgilimin gülümseyen sesini,
    Oğlumun ergence sitemlerini,
    Bakkaldan sigara almayı,
    Yani özgür olmayı özledim...

    Hafta sonları loto oynayıp,
    Bir sabah trilyoner uyanma hayallerimi,
    Günbatımını izlemeyi,
    Antalya havaalanında sevgilimi karşılamayı,
    Kapımın zil sesini,
    Tarkan'ın annesinin kuaförü bizim mahallede
    oturuyor muhabetlerini bile özledim.

    Bu lanet duvarlardan kurtulup,
    Güneşle sansürsüz kucaklaşırsam;
    Hataylı Mehmet için Gümüşük'te balık,
    Müebbet Selçuk için kaymaklı ekmek
    tatlısı yiyeceğim.

    Ilgaz'ın bir dağ evinde kızıma
    masal anlatacağım,
    Hala bekliyorsa beni,
    sevgilimle balayına çıkacağım.
    Şiir yazacağım Yalıkavak'ta,
    Adana'da,Büyükada'da...
    Dahası,
    Sabah akşam sayılmadan yaşayacağım...

    26 0cak 2008
    İbrahim EROĞLU

    Cevap Yaz
  • İbrahim Eroğlu
    İbrahim Eroğlu 15.12.2012 - 13:58

    Kıymetini bilmedim hazineymiş hürriyet
    Karanlıklar içinde yetmiyor iyi niyet
    Kılıç yarası gibi dayanılmaz eziyet
    İçimdeki şelale çağlar durmadan çağlar
    Ah duvar, zalim duvar!
    Öfkemle seni bir gün yıkacağım taş duvar
    Asırlık boğazını sıkacağım taş duvar.

    ..
    kutlarım ablacığım iyi şiirdi.

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan 15.12.2012 - 13:46


    Daha geçen hafta,pazar günü Mersin'de MEŞYAD'ın gelenekselleşen bir toplantısına konuk olarak katıldım.
    Toplantıyı onurlandıran seçkin dostlarım arasında Kardeşim Afet KIRAT da vardı.

    Antoloji'de başlayan dostluğumuz ve kardeşliğimizin 9. yıla ulaştığını paylaştık kendisiyle.

    Edebiyat siteleri konu olunca Antoloji'den de söz ettik.Burada daha fazla yoğunlaşmamız gerektiğine vurgu yapmıştım.

    Afet Kardeşim tam bir şiir emekçisi.Hece şiiri denilince us'uma ilk gelen beş altı kalemden bir.O;hece,denilince yürürken,otururken,alış veriş yaparken bile arayış içinde olur;en özgün söylemleri bulunduğu dehlizden çıkararak şiir aydınlığına teslim eder.Bunu yaparken gündelik yaşamının içindedir.Özel bir yazma uğraşı içinde olmaz.

    Bir de....
    Kalemini kullanırken haksızlığa,yabancılığa karşı balyoz gibi indirir sözcüklerini.

    Haktan ve adaletten yana tavır alır.Özellikle kendi şiirlerini seslendirirken duruşundan gözlemleyebilirsiniz nefretini ve muhalif yönünü.

    Günün Şiiri'nde Afet Kardeşim'in adını görmek beni fazlasıyla sevindirdi.

    Bu şiiri için özel bir şey yazmaya gereksinmiyorum.
    Çünkü özel olma durumunu bu ödüllendirme ile hak etmiş bulunuyor...

    Sayın Seçici Kurul'a 'kalite'yi' sunma yolundaki bu özel ve saygın tavrından dolayı teşekkür ediyor; Afet Kardeşimi yürekten kutluyorum.

    Nice başarılara.
    Erdemle.Işıkla...

    Cevap Yaz
  • Meneviş Köylü
    Meneviş Köylü 15.12.2012 - 12:45

    Bu şiirle birlikte hayatımda özel yer tutan Sabahattin Ali esti aklıma ve Sabahattin Ali eserleri.

    Mahpushane Türküsü

    Başın öne eğilmesin
    Aldırma gönül aldırma
    Ağladığın duyulmasın
    Aldırma gönül, aldırma

    Dışarda deli dalgalar
    Gelip duvarları yalar
    Seni bu sesler oyalar
    Aldırma gönül, aldırma

    Görmesen bile denizi
    Yukarıya çevir gözü
    Deniz dibidir gökyüzü
    Aldırma gönül, aldırma

    Dertlerin kalkınca şaha
    Bir sitem yolla Allah'a
    Görecek günler var daha
    Aldırma gönül, aldırma

    Kurşun ata ata biter
    Yollar gide gide biter
    Ceza yata yata biter
    Aldırma gönül, aldırma

    Sabahattin Ali

    Bu türküyü hepimiz dinledik kuşkusuz. Kimimiz eşlik ettik, kimimiz bu türküye tek başımıza asıldık zaman zaman...

    Afet Hanım ismiyle tanıdıktı fakat şiirleriyle tanışmamıştım. Geçenlerde tam olarak nerede ve nasıl olduğunu şimdi bilemeyeceğim, şairimizin görüntüsünü görerek sesinden şiir dinledim. Bu sayfaya şiiriyle hoşgelmiş.

    Amasya'ya selam olsun.

    Saygılar,




    Cevap Yaz
  • Mehtap Altan
    Mehtap Altan 15.12.2012 - 12:15

    kıymetini bilmediğimiz anların tenine değince esaretin duvarı

    başlar ruhumuzun göğünde sitem ve keşkelerin saltanatı!...

    empati yaparak acının içinde acıyı yoğurmanın adıdır da bazen şiir...

    kutluyorum değerli şairimi...

    Cevap Yaz
  • Salim Genç
    Salim Genç 15.12.2012 - 11:50

    Şiir bir çok zaman bir fikri tartışmak değildir. bilakis insanlığımıza ait duyguların ve hissedişlerin aktarılmasıdır ince bir dille...böyle olunca bu söz dizimine bakılacak kulvar değişmiş oluyor. ve şiirin bana verdiği ile yetinebiliyorum.

    Cevap Yaz
  • Arap Kurt
    Arap Kurt 15.12.2012 - 11:47

    tebrikler afet hanım
    saygılar

    Cevap Yaz
  • Afet Kırat
    Afet Kırat 15.12.2012 - 02:01

    Sayın Donkişot, hapse düşenlerin hepsi katil mi, cani mi, iftiraya uğrayanlar yok mu hiç, hele de ülkemizin durumunu düşünürsek ki şahit olduğum olaylar var. İçeride masum insanların duygularını anlatmak suç mudur sizce? Ha oldu ki şaştı yanıldı bir suç işledi, pişman olmaya hakkı yok mu o insanın? Tabi ki söylediklerim asla caniler, tecavüzcüler, teröristler vs. için değildir.

    Sizin rumuzunuz olsa da asıl ben Donkişot’um, sesini duyuramayanların sesi oluyorum birçok şiirimde. Masumlar için, onların aileleri için, geride mağdur olan, utanç içinde yaşamaya mahkûm olan çocukları için.

    Şiirin tekniğini eleştirebilirsiniz, konuyu eleştirmek bence doğru değildir. Zira yazmaya başladığımdan beri ben kimsenin şiirinin konusu hakkında bir şey söylemedim, söylemem de.

    Düşüncenizi söylemişsiniz saygı duyarım, selametle efendim.

    Cevap Yaz
  • Hasan Tan
    Hasan Tan 15.12.2012 - 00:52

    Ünlülerden günün şiirini seçen ekip ile üyelerden güne şiir getiren ekibin senkronize çalışmasından mıdır nedir tema aynı oluyor kaç gündür ya da ardarda okuduğumdan bana öyle geliyor

    ya da bahar ile hürriyeti özdeşleştirmesine inat edebiyatın ve şiirin; özgürlük kışın geliyor..

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 15.12.2012 - 00:40

    Bir borges öyküsünden...

    Karanlıkta yattığım yılların sayısını unuttum; bir zaman genç, bu zindanda volta atabilen benken, şimdi beklemekten, hem de ölüm-duruşunda, yazgımı beklemekten başka bir şey elimden gelmiyor.

    ...

    İlle de bir şeyler yapma, ne yapıp edip zamanı doldurma çaresizliğinin kışkırtısıyla, kendi karanlığımda, bildiklerimin tümünü anmaya çalıştım. Bitimsiz geceleri, taşa-oyulma yılanların sırasıyla sayısını ya da şifalı bir ağacın şaşmaz biçimini anmaya adadım. Böylece geçen yılların gönlünü aldım gitgide, böylece aslında benim olanı yeniden ele geçirdim.

    ...

    Bir gün ya da bir gece —benim günlerimle gecelerim arasında ne ayrım olabilir ki?— zindanın zemininde bir kum tanesi gördüm düşümde. Önemsemedim, yine uyudum, düşümde uyandığımda, zeminde iki kum tanesi vardı. Yine uyudum, kum tanelerinin sayısının üçe yükseldiğini gördüm. Böyle çoğalıyor, sonunda zindanı dolduruyorlardı, ben de o kum yarı küresinin altında ölü yatıyordum. Düş gördüğümü kavradım; büyük bir çabayla silkindim ve uyandım.

    ....

    Kişi, yazgısının biçimlenişinden şaşkına döner gitgide, nereden bakılsa kişi, içinde bulunduğu koşullardır. Bir şifre-çözücü ya da bir öc-alıcı, tanrının bir rahibi olmaktan öte bir tutukluydum ben. Düşlerin labirentlerinden, sılaya dönercesine döndüm acımasız zindanıma. Onun ıslaklığını kutsadım, kaplanını kutsadım, o ışık sızıntısını kutsadım, kendi ihtiyar, acılı bedenimi kutsadım, karanlığı ve taşı kutsadım.

    ...

    bu yüzden, burada bu karanlıkta yatarak günlerin unutuşa gömmesine bırakıyorum kendimi.


    Tanrının El Yazısı- jorge lois Borges

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta