Hans'a Şiiri - Mehmet Tevfik Temiztürk

Bu şiirimle ilgili biraz bilgi vermek istiyorum. Kendileriyle İstanbul Çorlulu Ali Paşa Medresesinde 15 dakikalık bir sohbetimiz oldu. Birer çayını içtik. Şahsımızı muhatap aldı. Kendilerinden ALLÂH(c. c.) razı olsun. Her sualimize cevap verdi. Şahsım da onu çok sual sorup da yormadı. Mütevazılığıyla şahsımı çok etkiledi. Bu hâl de şahsıma yetti de arttı bile. Ayağında ki pembe kot pantolon, ayak ayaküstüne atmış olması saçları, sakalları şahsımı hiç üzmedi, yeni Müslüman olmuş. Bizlerin bunca örf ve adetlerimizi tam uygulayamayabilir. Hatta bir süre hiç uygulayamaya da bilir. Bunlar bizi hiç ilgilendirmez. Biz kendilerini çok sevdik. O da bizi çok sevdi. İlim konusunda bizleri aydınlattı. Biz dedimse yanımda Tuncay adlı bir de arkadaşım vardı. Sorularımıza cevaplar verdi.2-3 saat oturmuş iki yüz tane çay parası ödedi. Çay parası her hâlde biraz şişirilmişti. Kendileri itiraz ettiler, çünkü her ısmarladığı çayı sayıyormuş, öyle diyordu kendileri... İlim adamı itiraz etti diye de gülüşündü. Belki kendi ülkelerinde çay parası şişirilmiyor olamaz mı? Sakalları, saçları ile alay ediliyor çayı içilenler tarafından da kendilerine deli deniliyordu. Güler yüzlü tebessümlü bu Avrupalı bilim adamını Türklüğü seçti diye neredeyse kınıyorlardı. Bir yerde gitar çalıyormuş da bu husus için kınıyorlardı, Yayım evinin yedi kitabının parasını geciktirmesinden giyindiği pembe kot pantolona kadar konuşuluyordu. Hem üç kuruşa itiraz etti diye misafir bir bilim adamı dövülür mü, o an bir kişi göz kırpıp tamam diyerek ödeyemez miydik? Yazık bizlere. Belki şahsım fakir bir öğrenciydi, düşünemedim ama bilim konuşan insanlara hürmetimiz olmalı. Onlar ne olursa olsun ilim adamı. Aman bu laflarım Hans Efendiye hakaret gibi kabul edilmesin gün Hans’ın hayranı bile olmuştum.