kurşun denli hafif
kelebek denli ağır
özlemeyi de unuttuğum
gittin de
sarı bir mevsim saklandı ellerime
ben yüreğine
oynanır mı bir başına saklambaç
elma dersem....çık-mıyor
gün bitince başlarım hep
toprak ben ve gökyüzü
günaydın ay dede, günaydın yıldızlar
sessiz gecem merhaba
merhaba eylül böceklerim
ve dinmek bilmeyen ağıt
fark eder mi doğduğum yer ve de yıl
her daim çocukken ben
her daim uçurtmasız
bir kargış saltanatı
sürükleniyor, uzak sahillerde gibiyim
sesime yankılanan bir sevda
ışıksız odacıklara taşınan heves
hep erteleniyorum hep peronlardan
aslında ışıltılıymış gece
bir tanesi olmasam da kimsenin
yüreğin sürgün yerim
hanisin
uyuyan geceye inat
bahar müjdelenirken
kırmızı papatyalar topluyorum
yasaklı bahçeden, sarı menekşeler
koynunda uyandığım sabahlara
düşündükçe seni yabancılaşıyorsun
utanıyor tenim ellerinden, küçülüyorum
biraz başımı kaldırsam sana çarpıyorum
sözcükler bocalıyor düşlerimde
kabarıyor içimdeki gömütlük
cehenneminden hüzün taşıyor
hanisin
şükür (mü) etmeliyim
karnım tok sırtım pek
duyumlar işlevsiz nasıl olsa
yıldızlar hep uzak
sen hep yoksun
şükür etme(me) liyim
tutmaya değecek bir ateş yok
herkes aşık herkes sevgili
bahar bahar değil
yaz yazdan uzak
güller solmak için açıyor
ne öpülesi el
ne ölünesi sevda
çivi çiviyi sökmüyor
ıssız cehennemindeki hüznün
güzelliği kalmış aklımda
bir de seni unutmayı unuttuğum
yangınımın rüzgârla sevişmesi gibi
ben küçüldükçe büyüyor düşünlerim
mevsim beyaz bakıyor artık
özlemeyi de unuttuğum
hanisin? ..
Kayıt Tarihi : 28.3.2005 16:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!