Karganın uçarak kararttığı zaman,
O kadar dolusun ki
Anlamsızlığının sesini,
Tenimde hissediyorum.
Özgürlük için yükselen martı,
Sen yalnız değilsin davanda,
Bir kere düşsen de toprağa,
Bin martı olarak kalkacaksın ayağa...
Duvarda kendimi gördüm,
Bu gece,
Soğuk, sert ve kirli
Konuşmak istedim kendimle
Cevap vermedi bana,
Dokundum, elimi tutmak istedim
Hep aynaya bakardım,
Beni görmek için.
Ben aslında aynada değil,
Yokluktaki arkadaşının
Yüzündeymişim.
Yaşamımın sahnesinde,
Bir tek benim rolüm yok.
Oyuncuları hep,
Sahne arkasından alkışlıyorum.
Sokaktaki çocuklar,
Sattıkları sakızların balonları ile,
Hayallerini uçururlar gökyüzüne.
Anımsamadığın bir anı olarak kalacağım,
Bir tütsü kabında
İçinden en pembesini çıkarıp yakacaksın,
Sandal ağacının kokusu dağılacak odaya.
Karanlıkta küçük kırmızı bir ışık olacağım.
Sonra yanıp,
Yalnızlıktır,
Yalnızları bir araya getiren,
Yalnızlıklarını paylaşmak için.
Oysa onlar da bilirler,
Bir araya geldiklerinde
Yalnızlıklarını büyüttüklerini.
Martı
Karanlıktı,
O, beyaz bir martıydı.
Martının sevmesi günahtı,
O, günahını seviyordu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!