Hani Baba, Bana Sevdiğini Söyleyecektin...

Ellerimi avuçlarının içine alıp,
gözlerime bakacaktın,
Hani baba! ! !
Bana yıllarca beklediğim o, yürekten,
oğlum diyecektin!

Sen, deli dolu sözlerinle,
hep güldürecektin beni!
Kaç yıl bekledim baba,
kaç yıl kaldı geride beklentilerle?

Neden baba,
çekip gidiyorsun şimdi,
yarı yolda bırakıp, bırakıp da
beni?

Ne kadar özlemiştim hep,
yanındayım oğlum deyişini,
ne kadar özlemiştim
avuçlarınla saçlarımı okşamanı!

Kaldır ellerini, kaldır,
yakışır mı sana,
omuzlarını çökertmen,
yakışır mı baba! ! !

Neden sıvazlamıyorsun sırtımı,
Koca Yusuf’un babası gibi,
arkan yere değmesin diyerek,
neden baba?

Neden hiç sevdiğini söylemedin,
çok mu zordu söyleyemedin baba;
Yakıştı mı şimdi sana, çekip gitmek,
yakıştı mı?

Biz kaç kişiydik baba,
kendi dünyamızda?
ekmek kavgamızda,
hep sırt sırta değil miydik ha?

Eritmedik mi, ufalamadık mı,
koca, koca taşları,
her yerde beraber değil miydik baba?

Neden şimdi çekip gitmek baba,
neden?
Bu koca dünyada,
arkamı boşta bırakmak,
neden, neden?

Yakıştı mı şimdi sana ha;
hadi söyle;
yummadan gözlerini,
söyle!

Hakkını helâl etmekle bitti mi,
baba,
bu dünyadaki işin bitti mi,
hadi söyle, söyle şimdi!

Neden bırakıyorsun şimdi,
bu kavgada yalnız beni?
Neden baba, yakıştı mı sana,
söyle şimdi, söyle, hadi söyle!

Neden kaçıyorsun sessizce,
neden?
Baba!
Ne oldu bize, sana ne oldu?

Hani rahat yaşayacaktık,
gezilere çıkacaktık;
hani sigara içişimi engelleyecektin,
neden baba bu sessizce gidiş?

Hadi söyle, çabuk ol baba, çabuk! ! !
Bana göre vaktin yok.
Söyle baba söyle, neden bu,
sinsice gidiş, neden babacığım neden.
20—10—2005