Hangisi zor? Şiiri - Muhammed Karabağ

Muhammed Karabağ
106

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Hangisi zor?

Kendine sor, yaşamak mı, ölmek mi zor?
Daha anne karnında, boğuşursun hayatla
El kadar bedenle, ağlayarak doğarsın
Çevrendeki herkesi, mutluluğa boğarsın

Başlamıştır meşakkat, aldığın ilk nefesle
Geçer ilk günlerin, kundak denen kafeste
Büyütür anne, baba, seni bin bir hevesle
En güzel anlarındır, hayat denen test de

Sonra çocukluk yılları, başlar yaşamında
İleriki yaşlarda, kalacak hep şuurun da
Dönmek mi? İmkânsız, özlem kursağında
Hatıralar avutacak, duracak, her çağında

Çok şey öğreneceksin, atılan çelmelerle
Yapmacık gülüşlerle, sahte gelmelerle
En çok acı verenler, yaşarken ölenler
Ağlanacak hallerine, kahpece gülenler

Üç kuruşluk çıkar için, satanlar mı dersin
En büyük kazığı, güvendiğinden yersin
Eş, dost, akraba, güzel günlerde gelsin
Sakın, sakın düşmeyesin, derler ki ölsün

İşte böyle bir Dünya’da yaşarız, dururuz
Neyi paylaşamayız da, böyle kudururuz
Sonuçları düşünmeden, bencil oluruz
Söyleyin, yaşamak mı, ölmek mi zor?

Muhammed Karabağ
Kayıt Tarihi : 27.6.2013 11:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


YAŞAMAK VE ÖLMEK... Hayatı hep güzel yanlarıyla görmek isteriz ama gerçeklerden de kaçamayız... Namık Kemal, Rodos’ta mutasarrıf iken, mezarlığın etrafına duvar örülmesi için yardımını ricaya gelenlere şu cevabı verir: __ Ne lüzumu var? İçerdekiler dışarı çıkamaz; dışarıdakilerden içeri girmek isteyen olmaz! Hep ölümü korkuyla seyretmişizdir hayatımızda ve düşünmek bile insanların içini ürpertir. Kimine göre bitiş kimine göre başlayıştır ölüm... Dünyaya geldiğimiz andan itibaren bir yandan yaşamaya bir yandan da ölmeye başlarız farkında olmadan... La Rochefaucauld “ güneşle ölüme dik bakılmaz” diye yorumlarken ölümden korkmuyorum diye efelik yapmanın âlemi de yok... Aşırı korkmanın da bir anlamı yok... Belki insanların eşitlendiği tek yer çünkü ölüm ne zengin ne fakir ayırtını yapmadan aynı iştahla yutar hepsini. Mecazi bir benzetmedir ki iyi insanlar öldüklerinde yaşarlar ama kötüler kötülükleriyle birlikte gömülürler... Ne dersiniz? Ama şu gözlemimde vardır ki iyilik tabi ki unutulmaz ama kötülükler asla dersek, nedense insanlar ölen insanların arkasından manevi huzursuzlukları varsa daha çok konuşurlar. Ama iyiliğin anlatımı nedense daha kısa sürer. Büyüklerimizin korkutmasıyla da arkasından konuştuğumuz insan içinde nedense hem şikâyet eder sonrada üzülürüz. Arkasından konuşmayayım diye değil mi? Yaşamı hırslara, arzulara boğmanın bir anlamı yok. Olabildiğince hayatı hiç kaybetmeyecek gibi insanca her an kaybedecek gibide korkmadan yaşamak belki en güzeli... Hele mal, mülk için kendini harap eden insanlar yok mu? Asıl şaşırdığım konu bu ve dillerinden düşürmezler mi kim ne götürdü ki oraya biz götüreceğiz demezler mi? Artık takdir sizin... Ölümden delilerle, çocuklar korkmazmış derler! Bence insan beynini kontrol edebildiği sürece ölümün doğallığını kabullenmek zorunda! İçinizden şunu düşünenler olabilir yazmak kolay gerçekle yüz yüze geldiğinizde aynı tepkiyi verebilecek misiniz diye? Bence ölümü korkunç hale getiren yine biz insanoğluyuz, Seneca der ki; ölümün çevresinde koparılan yaygara ölümün kendisinden daha çok korkutur. Seneca öyle güzel ifade etmiş ki asıl olay bunda, ölünün çevresindeki yakınlar olayı daha çok abartırlar. Evet, bende babamı kaybettim ve çocuk yaşımla şu andaki yaşımla da olsa aynı olgunlukla taşıyorum. Bence ölümün anlamı korku değil sevdiğim insanı bir daha görememenin verdiği özlemle inen acı... İnsan canı tatlıdır dikkat edin özellikle yaşlılık sendromuna girenlerin içinde ölüm korkusu daha büyüktür. Yaşamı kimse kaybetmek isteği içinde değildir. Aman âmânda korkmanın bir getirisi yok... Yaşam anlayışı kişiye göre değiştiği için ölüm anlayışı da farklılıklar gösterir. Uzun bir yaşamı kabir azabı gibi yaşamaktansa nefes almak için yaşanıyorsa buna yaşam diyemeyiz. Uzun süren yaşam yaşanmışsa en iyisi, kısa süren ölümse ölümlerin en güzeli olmalı diye düşünüyorum. Hatıraları zaman silerse ölümünden sona erdirmediği hiçbir acı yoktur. Biz ayrılığı yarı ölüme benzetiriz bunun acısını ölüme eşleriz. Ve dikkat edin dilimize öyle yerleşmiştir ki ölüm, farkında olmadan her yerde kullanırız. Hatta güldüğümüz anlarda bile kullanırız ne garip değil mi? Gülmekten öldük, ya da komik olaylarda öldürdün beni, vb. gibi cümleler kurarız. Bir de şu örneğe bakalım “sen ölüyü güldürürsün” tezatlıklarla dolu... Her şeyde olduğu gibi mantık ve kabulleniş diyorum. Ölüm korkulacak bir olgu değil aslında ölümden sonra korkulmalı! Hatta bir web sitesinde gördüm, ölüm gününüz kutlu olsun, birde bununla ilgili bir çalışma bile yapılmış, doğum tarihinizi girip yapılan program neticesinde öleceğiniz tarihi hatta günü ve saati söylüyor. İnsanoğlunun burnunu sokmadığı şey kalmadı zaten olmazsa şaşardım... Kısaca ben ölümü şiirime de tatlı taşımayı yeğledim. Ne deliyim nede çocuk sadece olması gereken olur. Ölümün dini boyutuna girmek istemiyorum bu beni aşar düşüncesiyle yazamıyorum. Hayata hep pozitif bakmayı sevdiğim için ölümün sizdeki ürkütücü yönünü belki aza indirgeye bilir miyim diye düşündüm... Yaşam ve ölümle insan bir bütün. Ölüm korkusuyla geçirilen hayat hayat mı sizce? Son söz olarak “onurlu bir ölüm, onursuz bir yaşamdan iyidir.”Tacitus. Seçim yinede sizin! Şunu da unutmayın ölüm olmasaydı yaşam tüm güzelliğini yitirirdi... Sevgiyle katılın yaşama, ölüm korkusuyla değil... Neslihan YAZICILAR

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Leyla Gülsüren
    Leyla Gülsüren

    Yine çok önemli bir konu, kaleminiz de güzel bir şiire dönüşmüş, tebrik ederim saygılarımla..

    Cevap Yaz
  • Muzaffer Kalaba
    Muzaffer Kalaba


    Sonra çocukluk yılları, başlar yaşamında
    İleriki yaşlarda, kalacak hep şuurun da
    Dönmek mi? İmkânsız, özlem kursağında
    Hatıralar avutacak, duracak, her çağında

    Çok şey öğreneceksin, atılan çelmelerle
    Yapmacık gülüşlerle, sahte gelmelerle
    En çok acı verenler, yaşarken ölenler
    Ağlanacak hallerine, kahpece gülenler

    Üç kuruşluk çıkar için, satanlar mı dersin
    En büyük kazığı, güvendiğinden yersin
    Eş, dost, akraba, güzel günlerde gelsin
    Sakın, sakın düşmeyesin, derler ki ölsün

    Sevgili dost,
    Bu güzel ve anlamlı çalışmanızı severek okudum.
    Kutlarım değerli dostumu.....Emeğinize,yüreğinize sağlık...
    Güzeldi......Başarınız daim olsun....şiirle kalın...
    Saygım emeğinize ve sizedir......

    Cevap Yaz
  • Nazır Çiftçi
    Nazır Çiftçi

    Yaşamamız için aile ocağı güvencemiz mutluluk ve neşe kaynağımızdır. Bu güzelliklerimizi bozan çok sayıda bakteriler vardır.Yerlerinde duramazlar.Sevgi saygıya dayalı huzurumuzu bozmaya çalışırlar!Şairimiz bunları sorgularken,bizleri düşündürüyor, acaba neden? çok mantıklı ve ders verici nitelikleriyle sorgulayan şiirdi. Tam puan +ant. Tebrik ederim. Selam olsun.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Çelik Erses
    Mehmet Çelik Erses

    şiirinizi çok beğendim yürek sesiniz hep çağlasın şairim.

    Cevap Yaz
  • Canan Akpınar
    Canan Akpınar

    Ömür dediğin an gibi.Güzelliklerinin yanında acılarda barındırıyor.. büyüyoruz gün be gün. Anlamlı bir şiir okudum.. Kutluyorum sayın Şair. saygılar..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (8)

Muhammed Karabağ