Gücünü içindeki boşluktan mı alır?
Taş duvarların suskun, soğuk anılarından.
Öznesi saklı şiir katmanlarında kalır;
İmgelendikçe düşer, kor gibi dudaklardan.
Geçmişle gelecek ekseninde duraklanır,
Düşle gerçek arası bir yerde sancılanır.
Bazen de dayanılmaz, hasret dolu hal alır;
Çaresizce bakar gerçeklerin arkasından.
Uykusuz gecelerin sabahında ah’lanır,
Uç uca eklenerek sonsuza ıraksanır,
Tutunacak dal arar, sessizce hayıflanır;
Kendine yetmeyince, medet umar dostlardan.
Mahmur dolu gözlerle aynasında taranır,
Sığınacak yer arar, içine kapanır.
Ruhunu dolaştırır, yatıştığını sanır,
Hiç kimse aramaz olur telefonundan.
Alır başını gider, karanlığa uzanır,
Neden –Sonuç ilişkisi hepten sorgulanır.
Aniden çok ilginç bir şeyin farkına varır;
Doğru bir şey çıkar mı hiç, zorlama akıldan.
‘Süreçler zinciri ‘ söylemi mantıklı kalır,
Filhakika:’Her bitiş yeni bir başlangıçtır’
Ardı sıra, yapılanma dönemi yaşanır,
İlkin yoksanan yapının kök salmışlığından.
Direngense, uyumlaşmak epey zaman alır,
Eskisinden yeni ‘Paradigma hazırlanır,
Referans değerlerin tanımları yapılır,
Miadı dolmuş deneyimlerin ‘bagajından.
En gerekli olandan öncelikle başlanır,
Sorunun büyüğü: Aşksızlıktan kaynaklanır.
‘Âşık ile Maşuk’un aşkından örnek alınır,
Gerçek; anlam kazanır ’Frekans Uyumundan.
Uyumlu titreşimle ‘aşk’ temeli atılır,
Ahenk bozulduğunda geriye hüsran kalır.
Maazallah, ayrılık kaçınılmaz hal alır;
İç içe ‘evrensel titreşim frekansından…
16Temmuz 18
Ercan Keskin
Kayıt Tarihi : 9.9.2018 22:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!