bu gece beni vur gecikmiş sirenleriyle gelen ölümün
erken çırpılmış kanat seslerimde
ötüşüm zamansız
yakılışım orman
sesim dağ
omzuma yaslanan ağır sevinc
birde gölgesi düşsün başıma leylak leylak ölümün
bu gece beni vur
ne kadar sessizsin yalnızlığında
yüzümü vursam aynanda ırmağım
ellerinde narinleşen kayaydı yüreğim
her aşk erken terkediyor beni
her soluyuşta yok olan manolya bu koklayış
egiyorum dallarımı salkım salkım sana
ey yanıtı sende anlamlı soru
ey sınırları belirli ülke
damarda fışkırmayı bekleyen kan
bu yaz beni terk etme
ey yok oluşun ağıt giymiş anası
beni vur yangılar ortasında
sebepsiz bir kavganın kıyısında
ötüşüm zamansız
yıkılışım orman
omzuma yaslanan ağır sevinç
birde kurşun yalar gecer şimdi geceyi
bir kurşun ki tetikcisinden hain
kırağanlar düşüyor sarkaclarımdan
icime işleyen eski titreyiş
bu gece beni vur
sen yoksun
bahcende igdeler yok
cınarların asırlara yenik
leylaklı balkonların anısı gecmişte
igdeli yalnızlıklarla sarmaş dolaş
har dağında eşkiyayım
her ovanda keklik
yaralıyorum kendi kendimi
kavganın ortasındayım gene dengenin yıtırıldığı vakitler
büyütüyorum sana yasak milimlerimde kardelenlerini
birazdan dökülecek yaprak GİBİyim
sensizim
damarsız
karınca kadar titrek ve ürkek kanatırım hücrelerimi
ötüşüm zamansız
yakılışım orman
sesim dağ
omzuma yaslanan ağır sevinc
birde gölgesi düşsün başıma leylak leylak ölümün
bu gece beni vur
kavramaktı belki hayatı kabzasından
sırtını döndüğün herşeyde çığlık
gitmelerin sonu yok dedim... gitme
kalmalar gögsümde yara
ah vuruldu yine zamansız savaşta icimdeki askerlerim
benki gözlerine zamansız dalmış eşkıya
demek zamansız patlamada öleceğim
senki heybetli rüzgar
senki bulutların yüklendiği yağmur
demek felaketim olacak yokluğun
bir yanım bıcak
bir yanımda yar
bir yanım kokmuş insan cesedi
BİLSEN bahcende hangi agacı dişlediğimi
hangi ciceğe gülümsediğimi bir bilsen
yıldızları koşturduğumu peşin sıra
ağladığımı güldüğümü
kutsadığımı seni yarım yamalak dilimde
ey anaların anası
omzuma yaslanan ağır sevinc
bu gece beni vur
ne sen tamircisisin bu yüreğin
ne de ben yıkım ekibi icimdeki sevginin
hic bir şey eskisi kadar gömmüyor yüzünü artık bende
ne arta kalanlarıma üşüşen çakal
ne kurnazlığına yakalndığım tilki
nede atmacadan kalan kanlar elimde
ne çok yangınlarım var benim
kırağanlar düşüyor şimdi sarkaçlarımdan
taa icime işleyen eski bir titreyiş
elmacık kemiklerim fırlıyor önce
gözlerim yuvalarında misket
ellerim azgın köpek hırlaması
sürülüyor namluya öfke
vuruldu vurulacak itten beter kunduz sürüsünden çeker gibi
gözlerimden alıp alaca karanlıklarımı
bu gece beni vur
ne demeliyim ki şimdi
senin tenin var tenimde
benbahar1111
Sultan İnanKayıt Tarihi : 22.2.2007 00:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sultan İnan](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/22/hangi-sevismede-yagmalandi-yuregim.jpg)
günah
yasak
doruklar
orada olmak güzel
bu şiir muhteşemdi
TÜM YORUMLAR (5)