Hangi ırmağın ortasında kalmışım böylesine yapayalnız,sokak lambalarının ısıtışında nasılda üşümüş, donmuştu yüreğim.Vızıldayan gök yüzündeki yıldırımlara inat, sukuna dalmışlığın perdesinde yoğrulmuş, lal kesilekalmış dudakların belağatcılığına koyulmuştum. Hangi cenah ruhuma açılan bir perdedir, hangi kelime muhabbetin derin bir siluete bürünüşünü anlatır. Uzakların koylarında falezlere dönen dalgalarımın, yok oluşunda haykırılacak kayboluşu...Nerede akislerin yüzüme vurduğu cilveler, nerede gök yüzüne selam verenlerin tek umudu aşk.. y
Ufuklara kolllarını açmış yolların vardığı tek visal...Sessizliğimde büyüyüp seslere dönüştüremediğim mana....Çığlıklarımda feryatlarımı ağlatan kavramdı.Resimlerde büyütüp "Geliyorum..." diyemediğim koskoca ve çetin bir düğümdü.Kıvrım kıvrım süründürdüklerinde büyüten yolculuğun; acıtıcı cellatların vuruşları, kan pıhtısının yüreğe keskin dokunuşlarıydı.
Sevgili....Ey sevgili....Kör olduğum menzilin adi adımlarınaydı. Tadında ama yakışında ki derin yakarıştı.
10-07-2013
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta