Ay ışığı kokuyorsun bakışların vapur
Sulara salınmış kollarımı tutup
Sabah serinliğine
Dilimi güvercin ötüşlerine
getirip bırakıyorsun
Ne ay güceniyor buna
Ne de Konak Meydanı
Çıkınımda acı şiir
Zaman atlasının zehircesi
Kilitli çene
Sıkılı yumruk
Yaralarımın yaşam destek cihazı
Derken
Kendi halinde yalpalayan evlerin sokağında
Bütün kapıları koltuğunda sen
Pembe perdelim oluyorsun
Ha! az kalsın unutuyordum:
Hangi dağın çiğdeminden dönüyorsun?
Ali Tekmil / 28.05.2005-Urla. (Damar Dergisi 196. sayı.)
Ali TekmilKayıt Tarihi : 28.7.2007 15:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Hangi dağın çiğdeminden dönüyorsun, SEN.
Meptaplı bir geceden. Ay ışığına bulanmış. Bakışlar nasıl vapur kokar. Suda süzülen, coşkusu da var, hüznü de var, uzaklardan gelen kavuşturması da var. Üstelik bir de sabah serinliği. Güvercin ötüşlerine bırakılan dil neler neler söyler, şehirde kolay yaşamayı mı, yoksa bilinmeyen nedenin barışmasını mı? Ay gücenmediğine göre, ve o KONAK meydanı da bir şey demediğine göre. Eh.
Acıkınca çıkınından beslenen şair.
Anlaşıldı. Sıkılan yumruk, yaşamı elde tutan hayat iksiri.
Kendi halinde yalpayan evlerin sokakları.
Ne etkileyici bir dize. Ben böyle yalpalayan ev sokaklarını rüyalarımda görürdüm. Şimdi bir şair de söyledi.
Unutmadık.
Unutulmaz.
Çiğdemlerine uğranılar dağlar.
Konak meydanına ve körfeze selam söyleyen benden.
TÜM YORUMLAR (1)