Susarak bakıyorum, gün doğumuna doğru şehrin varoşlarındaki baca dumanlarının gökyüzüne doğru süzüldüğü, belirsiz şekillerdeki dumanın arkasında, ışıklarını körfezin mavisindeki buzlu duruluğa ışıklarını salmaya çalışan yeni günün ilk ışıklarına…
Aklımda belirsizleşen duygularımın şekilde de anlam değişikliği altında kalan ruhsal iç yapımda çırpınan onca umudun ezilişine…
Ne kadar çok farklı düşüncelere sığdırdığım bir kadının duruşuna konuşmak gibi sertleşmiş duygularımla sadece kendime kendi kendime hayıflanıyorum…
Sabahın sert durgunluğu soğuğun damarlarımda hissedildiği donuklukla geçmişin üşümüşlüğü ile örtünüyorum sanki…
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;