Hangi Barış Şiiri - Galip Karakuş

HANGİ BARIŞ?

“Barış” sihirli sözcük değildir!

Kimi zaman ödün vermenin adıdır,
Bazen özveridir,
Zıt kişiliklerin bir arada yaşama zorunluluğudur,
Uzun pazarlıklar sonunda
Kandırmanın adı da barış olabilmiştir bazen.

Bilinir ki;
Barış karşıtı olmak
Doğasında var faşizmin
Günümüzde ise sıklıkla
Siyaset bezirganlarının avazında
Malzeme olmuştur barış.

Lakin üzerinde yaşadığımız topraklarda
Bizden istenen barış,
Yani dayatılan barış,
Kuva-yı Milliye kahramanlarının,
Türlü alt kimlikten yiğitlerin bir araya gelip
Akıttıkları kanları ile bedel ödeyip
Geri aldıkları Anadolu toprakları için,
Sırf emperyalistler istiyor diye
Gizli ortaklarla yapılan
Büyük pazarın adı da
Barış diye sunulmuştur.

Barış işbirlikçi döneklerin
'İkinci Cumhuriyetçi'lerin
Sloganı olmuştur çoğu zaman.

Gözümüzün içine baka baka
Yalan söylemek de
Barış olup çıkar karşımıza.

Tabutların ardından yakılan ağıtlar
Rüzgara, yağmura karışıp ağıt olup uçarken,
Düzenbaz siyasetçinin malzemesi oluverir barış
Bize de,
Bu sihirli(!) sözcüğün büyüsüne kapılıp,
Süslü laflara aldanmak kalır!

“Analar ağlamasın, kan akmasın”
Sözünün ardına sığınan umut satıcıları
Ve dolar imparatorları
Silah tüccarı Vampirler,
İstediklerini aldıklarında
Yani onların istediği barış(!) gerçekleştiğinde,
Akıttıkları kana doymayacaklar,
Tarih kaydetmemiş böyle bir vakayı.

O halde sormak gerekmez mi;
Dünyanın en büyük devrimcisinin
“Yurtta ve dünyada barış” önerisi mi,
Yoksa,
Dünyayı kan gölüne döndüren
Vampir’lerin yalanları mı?
Hangi barış?

Gel inanma,
Din satıcılarının,
Ve emperyalizmin uşağı maşaların,
Gözü bağlı adalet tanrıçası Jüstina’nın
Terazisinin bir kefesine lök gibi oturup
Bu sözcüğü kirletirken
Barış çığırtkanlığı yaptıklarına.

Eğer inandıysan bezirgânlara,
Saf değil,
Onun da ötesindesin canım kardeşim!

Yannis Ritsos'un 'Barış' şiirine göz atarsan eğer,
O zaman anlarsın belki
Hangi barıştan söz ettiğimi...

Galip KARAKUŞ
Ankara / 01 Eylül 2013