dilime tükürüyorum hıncımdan
sokağa düşmüş sersefil
hangi ağlamak
söndürür yangını
yüze bakılır gibi değil
ay mührü geceye sakıncalı
İzin ver hey ağam ben de gideyim
Ah çekip de arkam sıra ağlar var
Bakarım bakarım sılam görünmez
Aramızda yıkılası dağlar var
Coşkun sular gibi akıp durulma
Devamını Oku
Ah çekip de arkam sıra ağlar var
Bakarım bakarım sılam görünmez
Aramızda yıkılası dağlar var
Coşkun sular gibi akıp durulma
...sonra beklemekteyim..eğer inandırdıysan beni...trajikomik hikayeme..sen de borçlusun...yazmalısın..sorularıma cevap ve ölmemelisin...yazmadan...iyileş lütfen...Gabriel Garcia Marquez iyileş...kendi edebiyatçılarım vermiyor cevapları ve örtüyorlar üstünü nerde kaldı cesaret...ve beklememelisin ölümü..zaten şaşırmazki hiç saatini..o zaman yaz bana cevaplarımı..
Bugün yine Ayvaz geldi aklıma ve bir o kadar sinirlendim...Necati Cumalı'ya...sen on gün evden ayrıl ve kedini kış günü bırak ortada...ondan sonra da Ayvaz gelir mi acaba diye bekle...cins kediler göstermezmiş değil mi ölüsünü...?neden bekliyorsun peki hala.....?????
12 eylül öncesinde semeresini Kahramanmaraş’ta, Çorum’da, Malatya’da ve güzel ülkemizin bir çok yerinde alan fitne ve fesatın hala sürüyor olması düşündürücü.
Sayın Kerem Kerimoğlu geçmişi eski tüfek komünistlerin, sağdan, soldan dönme liboşların aktardığı ile biliyor olmalı ki, gerçeklerin tanıklığının dışında art niyetlilerin yazdığı sahte tarihin yalancı şahitliğini yorumuna delil olarak almış.
Siyasi veya mezhep çatışmalarına taraf olmadan bakıldığında olayların hiç de birilerinin yazdığı gibi olmadığını çok rahat görecek insanlar.
Örneğin 1960’lı yılların sonlarında başlayıp 12 Eylül 1980 tarihine kadar süren siyasi çatışmaların taraflarını verdiği insan kaybına baktığınızda toplamın yarısının bir taraftan, yarısının da diğer taraftan olduğunu görürsünüz.
Kahramanmaraş olaylarında da çatışan tarafların kayıp sayıları birbirine eşittir. Bu Çorum’da, Sivas’ta, Malatya’da da böyledir. Hatta Çorum olaylarında kayıplarımızdan farklı tarafta olanların aynı silahtan çıkan kurşunla hayatını kaybettikleri de resmi raporlarda yerini almıştır.
Sivas Madımak olayı menfur bir olaydır ve Müslüman kimliği taşıyan hiç kimsenin sevineceği, tasvip edeceği olay değildir. İnsan olan bir insan tiksindiği bir böceği, bir yılanı bile yakarak öldürmekten hicap duyar. Orada birilerinin fitne çıkarmak, kaos yaratmak, mezhepler ve farklı siyasi görüştekiler arasında düşmanlık yaratmak için galeyana getirdiği, öfkelendirdiği bir topluluğun yönlendirilmesi ile çıkarılan olaylar var. Olaydan üç gün sonra Erzincan-Kemaliye ilçesi Başbağlar köyüne yapılan baskının amacı da Madımak olayının amacı ile aynıdır.
Gün birbirimize öfke büyütme günü değildir. Öfkelerimizin büyümesi gereken yerler geçmişte yaşananları hareketlerinin basamağı yaparak kardeşliğimize, insanımıza, birliğimize, velhasıl devletimize saldıranlar, bölünmemizi, parçalanmamızı amaçlayanlar, onların kukla ve taşeronlarıdır.
Geçmiş geleceğin referansı olacaksa, ders alınarak, olayların ardındaki gerçekler bilinerek olmalıdır. Gün ayrılığı, ayrıştırmayı değil, kardeşliği perçinleme günüdür.
Selam ve saygı ile.
Sayın Kerem Keremoğlu; Ondan bundan özür dileyerek havanda su dövüyorsunuz efendi! Suçun faillerini merak ediyorsanız, sünnilerin alevilerin içinde değil, Ergenekon çetesinin failleri ve deri devletin elebaşları içinde arayın! yaptıkları bir çok katliam ve tertibin delilleri bütün karartmalara rağmen savcıların ellerinde ve bütün kayırmalara, salıverilmelere rağmen türkiyede bir kısım yiğit savcılar ve hakimler tarafından yeniden gündeme getirlerek adaletin tecellisi için ısrarla takip edilmektedir. Mahkeme kararlarının sonucunu beklemeden ki bu suç silsilesinin bir ucu da sizin bahsini ettiğiniz davalara hatta daha da ötelere uzanmaktadır. Şayet gayeniz bağcı dövmek değil ise; bırakın bir birinizi itham etmeyi de mahkemelerin sonucunu bekleyin.
Bende bir aleviyim ama sizin ve buradaki birbirlerini itham edenlerin görüşlerine asla katılmıyorum. varsayımlarla birbirlerinizi itham etmeniz ve işi kavgaya hatta çatışmaya dönüştürmeniz onların istediği ideal pozisyondur! 12 eylül öncesindeki Çorum ve Maraş olaylarını hatırlayın ve işin içinde ne gibi kirli oyunların olduğunu lütfen idrak edin!
Hayırlı çalışmalar.
Tabii duyarlı yűrekler, hangi inanç, idolojiı ya da kőkten gelirse gelsin milyonlarca ve onların oranı yűzde 95 lerde..diye dűşűnűyorum...Yűzde bir ise o daha tanımı yapılamayan yabani ve yaratıklar..yűzde dőrdű de diyebilirz ki çıkar odaklarının, hareketlerinin başı, veziri ya da bilmem nesi... Őrnek 2 temmuz olduğunda kimi bazı yazarlar, gazeteler ve hatta devlelet adamları dahi ne demişti... İşte Aziz Nesin..halkı tahrik etti.. Siz şu insan vicdanından soyutlanmışlara bakın... Sanki bir insanın hadi diyelim ki halıkı tahrik etmesi dahi bőyle bir barbarlığa gerekce olabilir mi?... İşte daha o ne insanın ne de halkın őz degerlerini anlama yeteneği ve vicdanı olmayanlar..bitene kadar ..insansal davamız devam edecek.. sazımız çalacak..Tűrkűműz sőylenecektir..
Saygıyla...
Sayın Yetkili,
Şiirin tamamı için tıkladığınızda başka bir şiir karşımıza çıkıyor....Site de bir karışıklık mı var bilemiyorum?
Saygıyla,
İnsanı őze alan hiç bir dűnya gőrűşű, insanı yakmamıştır. Belki pek çok farklı inançlarda, idoloji ya da dűnya gőrűşlerinde olduğu da mutlaktır, ancak őzellikle H. Baktaşi Veli Felsefesinde, kendini őzleştiren bir insan yakılsa da, asılsa da ..hem cinsi bir insanı kinle asma, yakma peşinde olmamıştır..olmayacaktır.. Nitekim bu felsefe, mahlukların ve yabani yaratıkların dűzeyine inmeyi kesinlikle red eder...İyi de bu felsefeye gőnűl verenler ne yaparlar; tűrkű yakarlar, haykırırlar, halk oyunu eylemiyle őze ener, karşı durur ve insansal savaşım verirler..Ve nihayetinde onların en bűyűk silahı “saz”dır.. çűnkű őrnek o felsefeye kendini ve davasını, insanı yaşamını adamış Pir Sultan gibi ozanlar ..milyonlara o onur da savaşıma ilham olmuşur..Kimseyi yakmadan/asmadan... Bakın, Pir Sultan bunu daha nerdeyse bin yıl őncesi sezmiş, eserlemiş, ilhamımıyla davanın sonsuzua kadar sűreceğini sazıyla haykırmıştır...
Bunda ne karşılıklı kin arayınız..ne de bizden insanlık dışı bir davranış... Siz siz olun onu yapanlarla bu felsefeye gőnűl veren insanları bir birine karıştırma aymazlığına dűşmeyin.. Başka anlamlar çıkartmanayın, sapı-samanı bir birine karıştırıp şiire, şaire, bu siteye,,şuna buna yakınmayın...Algım bőyle..yorumum bőyle.. Saygıyla.. Dönen Dönsün Koyun beni hak aşkına yanayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Kadılar müftüler fetva yazarsa İşte kement işte boynum asarsa İşte hançer işte başım keserse Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Bir gün mahşer olur divan kurulur Suçlu suçsuz varsa orda bulunur Piri olmayanlar anda bilinir Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan PİR SULTAN'ım arşa çıkar ünümüz O da bizim ulumuzdur pirimiz Hakka teslim olsun garip canımız Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Pir Sultan Abdal..
Şairin şiirsel dünya bakışı her şiirine bir şekilde, kıyısından köşesinden nüfuz eder. Yukarıdaki şiir de bir aşk şiir. Şair kalbindeki yangını illegal bir yangına benzetmiş, hepsi bu..
İnsanların bizim gibi düşünmüyor olmaları gayet normal değil mi.. Bizim gibi yangınları varken bile..
Çiçeğin yanışı evrenin yanışıdır Şair..
Ve elbette herkesin almak istediği bir intikam vardır..
sol yanım dikiş tutmaz
ellerinle tut
göğsüne bastır beni
bu dert çekilir gibi değil
Sağ yanında yaralı,
dikiş tutmaz,
kin de tutmaz.
Tek kanatlı kuş da uçmaz.
Madımak utanç kulesi
ateş böcekleri
adlarından utanıyor
kendini yakıyor
yangın kuleleri
...
insan uyanınca şeytanda uyanır
en emin yer mezarlıktır!
görülüyor ki şairde insanı duygularla yorumlamış olayı
saygı duymak lazım
Bu şiir ile ilgili 51 tane yorum bulunmakta