Gözlerin doğar, puslu bakarsın,
-çok soğuktur dünyanın sesi,
İlk resmini çekersin profilden, sülâlenin
Ana babanın şaşıp kaldığı, mucizevî yaratık;
-dokuz tehirli hediyesi.
Her şey pişmiş olur sofrada,
Kurşun asker yaparsın, besleyip büyütenleri,
-dört döndür çevrende dünyayı,
Toyluk bitmek üzere ya;
-büyük adam olmaya ramak kalmış.
Sonra şamarı patlar rüzgârın
-acıları tadarsın yüzünde,
Yerlere saçılan yaralı gönül olursun,
-billûr kırıkları.
Ana yaşlanır birgün, baba çoktan gitmiş,
Amcalar evi paylaşmakta,
Büyük dayıların yengene boyun eğmiş,
Küçük dayın da yitirmiş adını başkentte,
-sanki heyelan sarmış memleketi.
Sel suları gibi, çekilirsin nihayet,
daha bir sıkı sarılırsın, çoluk çocuğuna
Ne kalmış geriye, dersin
-içindeki cevher seslenir,
-çünkü, sözünün eridir ermiş adam,
-aynı çemberi çevirir.
10.10.2000 - 11.2009
Orhan TiryakioğluKayıt Tarihi : 2.2.2008 00:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Akrabalar ve tanıdıklar, en önemlisi ebeveyn. Çevremizdekilerle kurarız yaşantımızı. Onlarla bitiririz maceramızı. Acı ve tatlı bir tiyatro sahnesinde gibi.. Saygılarımla...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!