Tamam, Dante soneleri yazmaz olaydı,
keşke kadınlar olsalardı ayyaşların çoğu,
sadece kızlar savaşsalardı ve ölselerdi,
meçhul asker mezarında kadın yatsaydı,
ne o öyle- dilber tabloları bolluğu?
Erkek resimleri Louvre’u süsleseydi.
Truva mı yoksa Troya mı, artık her neyse
bir afet için yok olmazdı boşuna belki.
Kuyumcu yosmalardan alırdı takıları,
altını gümüşü beyler, haremlerdeyse
bıyıklı aygırlar hücrelerde beklerdi,
seviciler sunarlardı kadehlerde rakıları,
Bir hanımefendi düşünün Hamlet yerine,
sahnede Ofelya mesela elinde kafatası,
sonsuzluğu ve iki kapılı hanı anlatıyor,
ahkam kesiyor faniler ve ölüm üzerine,
Che değil, bir amazona dair laf salatası
ortalıkta; resimleri, rozetleri yok satıyor.
Camiler kadınların, çarmıhtaki Meryem,
Musa’nın adı bile yok, Buda sıradan biri,
yok öyle erkek peygamber, mehdi falan-
Aslı hiç yüz vermiyor, yanmıyor Kerem.
Kerhanelerde erkekler kıdemli aşk neferi,
Playboy dergisi yayınlıyor Afganistan.
Hepsi kadın: kasaplar, papazlar, imamlar da,
boyacılar, marangozlar, sünnetçiler de.
Her köşede simitçi güzeller, pezo kızlar.
Beklerler aylarla kocaları limanlarda,
denizci eşlerini. Aşüfte Leyla ise her gece
kumarda kaybeder Mecnun’u, içer ve sızar.
Putlarla ve kurtlarla dans bitmez ey nadide,
yanlış hesap Bağdat’tan asla dönmeyecek.
Suç sayılsa bile bakirelik bir gün eğer,
hacet eşya gibi otursa bile her hanede,
yalancı Havva’nın mumu asla sönmeyecek;
karanlığa taş atsan yine Adem’e değer.
Sivrihisar, 2006
Orhan UravelliKayıt Tarihi : 18.2.2008 20:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!